Almanca’da Yorulmak Nasıl Denir?
Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle “yorulmak” kavramının Almanca karşılığını ve kullanımını detaylı bir şekilde ele alacağız. Almanca’da “yorulmak” anlamına gelen kelime “ermüden” dir. Bu kelimeyi günlük hayatta sıklıkla kullanabilirsiniz.
Örneğin, “Bugün çok çalıştım, artık iyice ermüdet hissediyorum.” diyebilirsiniz. Burada “ermüdet” kelimesi “yorulmuş” anlamına geliyor.
Peki, “yorulmak” fiilini Almanca cümlelerde nasıl kullanabiliriz? Hadi birkaç örnek verelim:
– Ich ermüde schnell, wenn ich zu viel arbeite. (Çok çalışınca çabuk yoruluyorum.)
– Die Kinder sind nach dem langen Spaziergang ganz ermüdet. (Çocuklar uzun yürüyüşten sonra iyice yorulmuşlar.)
– Er ermüdete bei der Wanderung im Gebirge. (Dağda yürürken yoruldu.)
– Meine Beine sind nach dem Marathon ganz ermüdet. (Maratondan sonra bacaklarım çok yoruldu.)
– Lass uns eine Pause machen, ich bin schon ganz ermüdet. (Biraz mola verelim, artık çok yoruldum.)
Gördüğünüz gibi, “ermüden” fiili yorulmak anlamında kullanılıyor ve cümle içerisinde özne, nesne veya zarf olarak yer alıyor. Fiil çekimleri de normal Almanca fiil çekimlerine uygun.
Peki, “yorulmak” kavramıyla ilgili Almanca’da başka kelimeler de var mı? Elbette! Örneğin:
– Erschöpfung (Tükenmişlik, bitkinlik)
– Müdigkeit (Yorgunluk)
– Überanstrengung (Aşırı çaba, zorlanma)
– Abgeschlagenheit (Halsizlik, güçsüzlük)
Bu kelimeler de yorgunluk, bitkinlik, tükenmişlik gibi anlamlara geliyor. Sıklıkla “ermüdet sein” (yorgun olmak) kalıbıyla birlikte kullanılıyorlar.
Örneğin, “Ich bin nach der Arbeit in völliger Erschöpfung.” (İşten sonra tam bir tükenmişlik hâlindeyim.)
Sevgili öğrenciler, umarım “yorulmak” kavramının Almanca karşılığı ve kullanımı hakkında daha aydınlatıcı bir fikir edindiniz. Almanca öğrenme yolculuğunuzda başarılar dilerim!