Yapıştırıcı ingilizce, Yapıştırıcının ingilizcesi nedir, İngilizce yapıştırıcı nasıl denir


İngilizce’de “Stapler” Kelimesi ve Kullanımı

“Stapler” İngilizce’de “zımba” veya “zımba makinesi” anlamına gelen kelimedir. Bu terim, kağıtları metal tel parçalarıyla birbirine tutturmak için kullanılan ofis ve okul aracını ifade eder. Zımbalar, kağıtları düzenli tutmak ve belgeleri bir arada tutmak için yaygın olarak kullanılır.

Benzer Kelimeler ve Türevleri

  • stapler (zımba makinesi)
  • staple (zımba teli)
  • staples (zımba telleri)
  • to staple (zımbalamak)
  • stapled (zımbalanmış)
  • stapling (zımbalama)
  • staple remover (zımba sökücü)
  • electric stapler (elektrikli zımba)
  • heavy-duty stapler (ağır hizmet zımbası)
  • mini stapler (mini zımba)

Örnek Cümleler

  • Can I borrow your stapler to attach these papers?” (Bu kağıtları tutturmak için zımbanı ödünç alabilir miyim?)
  • The stapler is out of staples.” (Zımbanın teli bitmiş.)
  • Staple your homework sheets together.” (Ödev kağıtlarınızı birbirine zımbalayın.)
  • Press down firmly on the stapler.” (Zımbaya sıkıca bastırın.)
  • My stapler is jammed.” (Zımbam sıkışmış.)
  • Use the staple remover to separate the pages.” (Sayfaları ayırmak için zımba sökücüyü kullanın.)
  • This electric stapler can handle up to 20 sheets at once.” (Bu elektrikli zımba bir seferde 20 sayfaya kadar zımbalayabilir.)
  • I need to refill the stapler with new staples.” (Zımbayı yeni tellerle doldurmam gerekiyor.)

Zımba Türleri ve Özellikleri

Types of Staplers (Zımba Türleri)

  • desktop stapler (masa üstü zımba)
  • handheld stapler (el tipi zımba)
  • mini stapler (mini zımba)
  • heavy-duty stapler (ağır hizmet zımbası)
  • electric stapler (elektrikli zımba)
  • staple gun (zımba tabancası)
  • long-reach stapler (uzun erişimli zımba)
  • booklet stapler (kitapçık zımbası)

Stapler Parts and Features (Zımba Parçaları ve Özellikleri)

  • staple chamber (zımba haznesi)
  • stapler base (zımba tabanı)
  • staple loading mechanism (zımba yükleme mekanizması)
  • anvil (örs)
  • stapling capacity (zımbalama kapasitesi)
  • staple size (zımba teli boyutu)
  • stapler hinge (zımba menteşesi)
  • stapler spring (zımba yayı)

Zımba Kullanımı

  • load staples (zımba teli yüklemek)
  • staple papers (kağıtları zımbalamak)
  • remove staples (zımba tellerini çıkarmak)
  • fix a jammed stapler (sıkışmış zımbayı tamir etmek)
  • staple in the corner (köşeden zımbalamak)
  • staple booklets (kitapçıkları zımbalamak)
  • staple to a bulletin board (panoya zımbalamak)
  • staple handouts (çalışma kağıtlarını zımbalamak)

Zımbayla İlgili İfadeler

  • Make sure to staple all the pages together before handing in your report.” (Raporunuzu teslim etmeden önce tüm sayfaları birbirine zımbaladığınızdan emin olun.)
  • This stapler can punch through 50 sheets of paper at once.” (Bu zımba bir seferde 50 sayfa kağıdı delebilir.)
  • The staple remover looks like tiny jaws that grip the staple.” (Zımba sökücü, zımbayı kavrayan minik çenelere benziyor.)
  • In some offices, people get very particular about who can use their stapler!” (Bazı ofislerde, insanlar zımbalarını kimin kullanabileceği konusunda çok titiz olurlar!)
  • Digital documents have reduced our need for staplers.” (Dijital belgeler zımbalara olan ihtiyacımızı azalttı.)

Zımbalar, ofis ve okul ortamlarında kağıt belgeleri düzenlemek ve bir arada tutmak için yaygın olarak kullanılan pratik araçlardır. Basit ama etkili tasarımları sayesinde, belgeler ve projeler için düzenli ve profesyonel bir görünüm sağlarlar.

İngilizce’de “Glue” Kelimesi ve Kullanımı

“Glue” İngilizce’de “yapıştırıcı” anlamına gelen kelimedir. Bu terim, nesneleri birbirine yapıştırmak için kullanılan yapışkan maddeyi ifade eder. Yapıştırıcılar, okullarda, evlerde, sanatta ve el işlerinde yaygın olarak kullanılır ve farklı malzemeleri birleştirmek için çeşitli türleri mevcuttur.

Benzer Kelimeler ve Türevleri

  • glue (yapıştırıcı)
  • to glue (yapıştırmak)
  • glued (yapıştırılmış)
  • gluing (yapıştırma)
  • glue stick (yapıştırıcı çubuk)
  • white glue (beyaz tutkal)
  • adhesive (yapışkan madde)
  • paste (macun, yapıştırıcı)
  • sticky (yapışkan)
  • bond (bağ, yapıştırmak)

Örnek Cümleler

  • Can I borrow your glue stick?” (Yapıştırıcı çubuğunu ödünç alabilir miyim?)
  • We need glue to fix the broken vase.” (Kırık vazoyu onarmak için yapıştırıcıya ihtiyacımız var.)
  • The children glued pictures onto colored paper.” (Çocuklar resimleri renkli kağıtlara yapıştırdı.)
  • Be careful not to use too much glue.” (Çok fazla yapıştırıcı kullanmamaya dikkat et.)
  • The glue is still wet; wait for it to dry.” (Yapıştırıcı hala ıslak; kurumasını bekle.)
  • Some glues are toxic and should be used with caution.” (Bazı yapıştırıcılar toksiktir ve dikkatle kullanılmalıdır.)
  • I glued the pieces of my project together.” (Projeminin parçalarını birbirine yapıştırdım.)
  • This glue works well on paper but not on plastic.” (Bu yapıştırıcı kağıt üzerinde iyi çalışır ama plastik üzerinde değil.)

Yapıştırıcı Türleri ve Özellikleri

Types of Glue (Yapıştırıcı Türleri)

  • glue stick (yapıştırıcı çubuk)
  • white glue (beyaz tutkal)
  • school glue (okul yapıştırıcısı)
  • craft glue (el işi yapıştırıcısı)
  • wood glue (ahşap yapıştırıcısı)
  • hot glue (sıcak silikon)
  • super glue (japon yapıştırıcısı)
  • PVA glue (PVA yapıştırıcı)

Glue Properties (Yapıştırıcı Özellikleri)

  • sticky (yapışkan)
  • thick (kalın)
  • runny (akışkan)
  • clear (şeffaf)
  • white (beyaz)
  • strong (güçlü)
  • quick-drying (çabuk kuruyan)
  • waterproof (su geçirmez)

Yapıştırıcı Kullanımı

  • apply glue (yapıştırıcı uygulamak)
  • spread glue (yapıştırıcıyı yaymak)
  • squeeze glue (yapıştırıcıyı sıkmak)
  • wait for glue to dry (yapıştırıcının kurumasını beklemek)
  • clean up excess glue (fazla yapıştırıcıyı temizlemek)
  • glue together (birbirine yapıştırmak)
  • make a glue mixture (yapıştırıcı karışımı yapmak)
  • use a glue applicator (yapıştırıcı aplikatörü kullanmak)

Yapıştırıcıyla İlgili İfadeler

  • Put a thin layer of glue on the paper.” (Kağıda ince bir yapıştırıcı tabakası sür.)
  • Don’t eat the glue, it’s not food!” (Yapıştırıcıyı yeme, o yiyecek değil!)
  • The glue stick is easier to use and less messy than liquid glue.” (Yapıştırıcı çubuk, sıvı yapıştırıcıdan kullanımı daha kolay ve daha az dağınıktır.)
  • Glue can be removed from most surfaces with warm soapy water.” (Yapıştırıcı çoğu yüzeyden ılık sabunlu su ile çıkarılabilir.)
  • Some students seem to be glued to their seats during the test.” (Bazı öğrenciler test sırasında sanki koltuklarına yapışmış gibi görünüyor.)

Yapıştırıcılar, el sanatları, okul projeleri, onarım işleri ve günlük kullanım için pratik ve çok yönlü araçlardır. Çeşitli türleri farklı malzemelerle kullanılmak üzere tasarlanmıştır ve her tür için uygun kullanım ve güvenlik talimatları vardır.