Tutku: Passion
Passion, Türkçe’deki “tutku” kelimesinin tam karşılığıdır. Kelime Latince kökenli olup, “acı çekmek, hissetmek” anlamına gelen “pati” kökünden türemiştir. Passion, güçlü ve yoğun bir duygusal bağlılık, istek veya heves anlamına gelir. Bir kişinin yapmaktan büyük zevk aldığı, kendini adamış olduğu, heyecan ve coşku ile yaptığı şey için kullanılır.
Örnek cümleler:
– She has a real passion for painting and spends hours in her studio every day.
(Onun resim yapmaya gerçek bir tutkusu var ve her gün saatlerini stüdyosunda geçiriyor.)
– His passion for music led him to start his own band.
(Müziğe olan tutkusu onu kendi grubunu kurmaya yöneltti.)
– The company’s passion for innovation has made them a leader in their industry.
(Şirketin yeniliğe olan tutkusu onları sektörlerinde lider konuma getirmiştir.)
Passionate
Passionate, “tutkuluolan, tutkuyla dolu” anlamına gelir. Bir kişinin herhangi bir konuya, işe veya hobiye karşı güçlü bir ilgi, istek ve heves duyduğunu ifade eder.
Örnek cümleler:
– She is a passionate gardener and spends most of her free time tending to her flowers and vegetables.
(O tutkulu bir bahçıvandır ve boş zamanlarının çoğunu çiçeklerine ve sebzelerine bakmakla geçirir.)
– The team played with a passionate intensity that inspired the crowd.
(Takım, kalabalığı heyecanlandıran tutkulu bir yoğunlukla oynadı.)
– He is a passionate supporter of environmental causes and volunteers regularly for local conservation efforts.
(O, çevresel konulara tutkuyla bağlıdır ve yerel koruma çabalarına düzenli olarak gönüllü olarak katılır.)
To be Passionate About
“To be passionate about” ifadesi, bir kişinin herhangi bir şeye karşı güçlü bir ilgi, istek ve tutkuya sahip olduğunu belirtir.
Örnek cümleler:
– She is passionate about learning new languages and is fluent in five different languages.
(O, yeni diller öğrenmeye tutkulu ve beş farklı dilde akıcı konuşuyor.)
– He is passionate about traveling and has visited over 50 countries.
(O, seyahate tutkulu ve 50’den fazla ülkeyi ziyaret etmiş.)
– The chef is passionate about using only the freshest, locally-sourced ingredients in her dishes.
(Şef, yemeklerinde sadece en taze, yerel kaynaklı malzemeleri kullanmaya tutkulu.)
Synonyms of Passion
Passion kelimesinin eş anlamlıları şunlardır:
– Ardor
– Enthusiasm
– Fervor
– Zeal
– Devotion
Örnek cümleler:
– Her ardor for mountain climbing has taken her to some of the world’s highest peaks.
(Dağ tırmanmaya olan tutkusu onu dünyanın en yüksek zirvelerine götürmüştür.)
– The team played with great fervor, determined to win the championship.
(Takım, şampiyonluğu kazanmaya kararlı olarak büyük bir tutku ile oynadı.)
– The scientist’s zeal for discovery led her to make several important breakthroughs.
(Bilim insanının keşfetme tutkusu ona birkaç önemli ilerleme sağladı.)
Opposites of Passion
Passion kelimesinin zıt anlamlıları şunlardır:
– Indifference
– Apathy
– Disinterest
– Detachment
Örnek cümleler:
– After years of passionate work, the writer now feels a sense of indifference towards her craft.
(Yıllarca tutkuyla çalıştıktan sonra, yazar şimdi sanatına karşı bir kayıtsızlık hissediyor.)
– The employee’s apathy towards his job was evident in his lack of enthusiasm and effort.
(Çalışanın işine karşı duyduğu kayıtsızlık, hevessizliği ve çabasındaki eksiklikten belliydi.)
– The politician’s disinterest in the concerns of his constituents was a major source of criticism.
(Politikacının seçmenlerinin endişelerine karşı duyduğu ilgisizlik, önemli bir eleştiri kaynağıydı.)
Sonuç olarak, “tutku” kelimesinin İngilizce karşılığı “passion”dır. “Tutkuluolan, tutkuyla dolu” anlamına gelen “passionate” kelimesi de sıklıkla kullanılır. Passion ve passionate kelimeleri, bir kişinin herhangi bir konuya, işe veya hobiye karşı güçlü bir ilgi, istek ve heves duyduğunu ifade etmek için kullanılır. Bu kelimeler, günlük hayatta sıklıkla karşımıza çıkan ve önemli bir yere sahip olan kavramlardır.