Temyiz Nedir? (What is Appeal?)
Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle “temyiz” kelimesinin İngilizce karşılığı ve kullanımı hakkında konuşacağız. “Temyiz” kelimesi, hukuki bir terim olup, bir mahkeme kararına karşı üst mahkemeye başvurma anlamına gelir. İngilizce’de bu kavramın karşılığı “appeal” kelimesidir.
“Appeal” kelimesi, bir mahkeme kararına veya idari bir karara itiraz etmek, bunu üst bir merciye götürmek anlamına gelir. Yani bir kişi veya kurum, kendisi aleyhine verilen bir kararı kabul etmeyip, üst mahkemeye başvurarak, kararın değiştirilmesini talep edebilir.
Örneğin, bir kişi mahkeme tarafından suçlu bulunup ceza almışsa, bu kararı kabul etmeyip, temyiz yoluna giderek, kararın üst mahkeme tarafından incelenmesini ve değiştirilmesini isteyebilir. İşte bu durumda “to appeal a decision” yani “bir karara temyiz başvurusu yapmak” denir.
İngilizce’de Temyiz Nasıl Söylenir? (How to Say “Appeal” in English)
“Temyiz” kelimesinin İngilizce telaffuzu /əˈpiːl/ şeklindedir. Yani “a” harfi “e” sesine, “i” harfi ise “i” sesine dönüşür.
Kelimenin çoğul hali ise “appeals” şeklindedir. Örneğin, “She filed several appeals against the court’s decision” cümlesinde olduğu gibi.
Temyiz Kelimesinin Kullanımı (How to Use the Word “Appeal”)
“Appeal” kelimesi hem fiil hem de isim olarak kullanılabilir:
Fiil olarak kullanımı:
– To appeal a decision (Bir karara temyiz başvurusu yapmak)
– The defendant appealed the guilty verdict. (Sanık, suçlu bulunma kararına temyiz başvurusu yaptı.)
İsim olarak kullanımı:
– The appeal was rejected by the higher court. (Temyiz başvurusu üst mahkeme tarafından reddedildi.)
– She filed an appeal against the tax assessment. (Vergi değerlendirmesine karşı temyiz başvurusunda bulundu.)
Ayrıca “appeal” kelimesi, bir şeye yönelik ilgi ve beğeni anlamında da kullanılabilir:
– The new product has a wide appeal among young consumers. (Yeni ürün, genç tüketiciler arasında geniş bir ilgi görüyor.)
– Her singing has a universal appeal. (Onun şarkı söylemesinin evrensel bir çekiciliği var.)
Görüldüğü gibi, “appeal” kelimesi hem hukuki hem de genel anlamda kullanılabilen, oldukça çok yönlü bir İngilizce kelimedir.
Temyiz ile İlgili İngilizce Cümleler (English Sentences about Appeal)
1. The defendant decided to appeal the court’s decision to a higher court.
(Sanık, mahkeme kararına karşı üst mahkemeye temyiz başvurusu yapmaya karar verdi.)
2. After careful consideration, the appeals court overturned the lower court’s ruling.
(Temyiz mahkemesi, daha alt mahkemenin kararını dikkatle inceledikten sonra bozdu.)
3. The company filed an appeal against the regulatory agency’s fine.
(Şirket, düzenleyici kurumun cezasına karşı temyiz başvurusunda bulundu.)
4. The political candidate’s message had a strong appeal to the younger voters.
(Siyasi adayın mesajı, genç seçmenler arasında güçlü bir çekicilik oluşturdu.)
5. The charity’s annual fundraising appeal generated a record number of donations.
(Hayır kurumunun yıllık bağış çağrısı, rekor sayıda bağış topladı.)
6. The product’s sleek design and affordable price point gave it mass market appeal.
(Ürünün şık tasarımı ve uygun fiyatı, onu geniş tüketici kitlesine cazip hale getirdi.)
7. The court dismissed the defendant’s appeal, upholding the original guilty verdict.
(Mahkeme, sanığın temyiz başvurusunu reddetti ve ilk mahkûmiyet kararını onadı.)
8. The environmental group launched a public appeal to stop the construction of the new power plant.
(Çevre grubu, yeni güç santralinin inşaatını durdurmak için kamuoyu temyizi başlattı.)
9. The university’s scholarship appeal attracted a record number of applicants this year.
(Üniversitenin burs çağrısı, bu yıl rekor sayıda başvuru aldı.)
10. The artist’s paintings had a timeless appeal that transcended cultural boundaries.
(Sanatçının resimleri, kültürel sınırları aşan zamansız bir çekiciliğe sahipti.)
Temyiz ile İlgili İngilizce Kelimeler (English Words Related to Appeal)
Aşağıda “temyiz” kavramıyla ilgili bazı İngilizce kelimeler ve anlamları yer almaktadır:
– Recourse (/ˈriːkɔːrs/) – Başvuru, çare, yol
– She had no legal recourse against the decision.
(Kararına karşı yasal başvuru yolu yoktu.)
– Petition (/pəˈtɪʃ(ə)n/) – Dilekçe, başvuru
– The group submitted a petition to the government appealing for change.
(Grup, değişiklik talep eden bir dilekçe sundu hükümete.)
– Challenge (/ˈtʃalɪndʒ/) – İtiraz etmek, meydan okumak
– The company challenged the regulator’s decision in court.
(Şirket, düzenleyici kurumun kararına mahkemede itiraz etti.)
– Dispute (/dɪˈspjuːt/) – Anlaşmazlık, ihtilaf
– The case is currently under dispute in the appeals court.
(Dosya, temyiz mahkemesinde anlaşmazlık konusu.)
– Grievance (/ˈɡriːvəns/) – Şikayet, itiraz
– The workers filed a grievance against the unfair dismissal policy.
(İşçiler, haksız işten çıkarma politikasına karşı şikayette bulundu.)
Görüldüğü gibi, “appeal” kelimesi hem hukuki hem de genel anlamda kullanılabilen, oldukça çok yönlü bir kavramdır. Temyiz başvurusu yapmak, üst makama itiraz etmek, bir karara meydan okumak gibi anlamlara gelmektedir. Umarım bu açıklamalar, “temyiz” kavramının İngilizce kullanımı konusunda size yardımcı olmuştur. Herhangi bir sorunuz varsa, lütfen sormaktan çekinmeyin.