Telefon Etmek İngilizcede Nasıl Denir?
Sevgili öğrenciler, bugün sizlere “telefon etmek” ifadesinin İngilizcedeki karşılıklarını ve kullanımını detaylıca anlatacağım. Telefon etmek, günlük hayatımızda sıkça kullandığımız bir eylem olduğu için İngilizcesini de bilmek oldukça önemli. Hadi başlayalım!
“Telefon etmek” İngilizcede temel olarak iki şekilde ifade edilir:
1. To call
2. To phone
“To call” ve “to phone” kelimeleri aynı anlamda kullanılır ve “telefon etmek” eylemini karşılar. Örneğin:
– I need to call my mom. (Annemin araması gerekiyor.)
– I’ll phone you later. (Seni daha sonra arayacağım.)
Bazen “to ring” kelimesi de “telefon çalmak” anlamında kullanılabilir:
– The phone is ringing. (Telefon çalıyor.)
Ayrıca “to dial” kelimesi de “telefon numarasını çevirmek” anlamında kullanılabilir:
– Can you dial the number for me? (Numarayı benim için çevirebilir misin?)
Görüldüğü gibi, “telefon etmek” eylemi için İngilizcede birkaç farklı kelime ve ifade kullanılabilir. Bunların hepsi aynı anlamda kullanılır ve bağlama göre tercih edilebilir.
Telefon Etmeyle İlgili İngilizce Cümleler
Şimdi de “telefon etmek” eylemiyle ilgili bazı örnek İngilizce cümleler inceleyelim:
1. I need to call the office to let them know I’ll be late. (Geç kalacağımı onlara bildirmek için ofisi aramam gerekiyor.)
2. Can you please phone the doctor and make an appointment for me? (Doktoru arayıp benim için randevu alabilir misin?)
3. The phone is ringing, can you get that? (Telefon çalıyor, alabilir misin?)
4. I’ll dial the number and you can talk to him. (Numarayı çevireceğim, sen onunla konuşabilirsin.)
5. I’m going to call my friend to see if she’s free tonight. (Arkadaşımı arayıp bu akşam boş olup olmadığını göreceğim.)
Görüldüğü gibi, “telefon etmek” eylemi İngilizcede farklı kelimelerle ifade edilebiliyor ve cümle içerisinde çeşitli bağlamlarda kullanılabiliyor. Umarım bu örnekler size yol gösterici olmuştur.
Telefon Etmekle İlgili İngilizce Kelimeler
Telefon etmekle ilgili bazı önemli İngilizce kelimeler şunlardır:
– Call (v.) – Telefon etmek
– Phone (v.) – Telefon etmek
– Ring (v.) – Çalmak (telefon)
– Dial (v.) – Numarayı çevirmek
– Receiver (n.) – Ahize
– Landline (n.) – Sabit hat telefon
– Mobile/Cell phone (n.) – Cep telefonu
– Voicemail (n.) – Sesli mesaj
– Hang up (v.) – Kapatmak (telefonu)
Bu kelimeleri cümle içinde kullanarak örnekler verebilirim:
– I need to make a call to my boss. (Patronumu aramam gerekiyor.)
– Can you please dial the number for me? (Numarayı benim için çevirebilir misin?)
– Her mobile phone is ringing, but she doesn’t answer. (Cep telefonu çalıyor ama cevap vermiyor.)
– I left a voicemail message for him earlier. (Ona daha önce sesli mesaj bırakmıştım.)
– Don’t forget to hang up the phone when you’re done. (Bitirdiğinde telefonu kapatmayı unutma.)
Umarım bu kelime ve örnekler size yardımcı olmuştur. Telefon etmekle ilgili İngilizce kullanımını anlamak ve pratiğe dökmek için lütfen daha fazla alıştırma yapın. Sorularınız olursa her zaman bana danışabilirsiniz.