Taç Atışı Bizim: İngilizce Karşılığı ve Kullanımı
Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle “taç atışı” kavramının İngilizce karşılığını ve kullanımını detaylı bir şekilde ele alacağız. Bu kavram spor dünyasında sıkça kullanılan ve önemli bir yere sahip olan bir terim. Hadi başlayalım!
“Taç atışı” İngilizcede “throw-in” olarak karşılık bulur. Bu terim, futbol, basketbol gibi toplu sporlarda oyunun yeniden başlatılması için topun oyun alanına atılması anlamına gelir. Oyuncu, topun dışarı çıktığı noktadan topu ellerinde tutarak, başının üzerinden geriye doğru atarak oyuna geri sokar.
Örneğin, bir futbol maçında top yan çizgiden dışarı çıktığında, o bölgedeki oyuncu topu elinde tutarak başının üzerinden geriye doğru atmak suretiyle oyuna geri sokar. İşte bu harekete “throw-in” denir.
Taç Atışı Bizim: İngilizce Kullanımı
“Throw-in” terimini günlük dilde de sıkça kullanabiliriz. Örneğin, bir arkadaşınız size bir top atar ve siz de onu geri atmak isterseniz, “Can you throw the ball back to me?” diyebilirsiniz. Yani “Topu bana geri atabilir misin?” anlamına gelir.
Ayrıca, bir oyun sırasında topun dışarı çıktığını gösteren bir ifade olarak da kullanılabilir: “It’s a throw-in for the other team now.” Burada “Şimdi top diğer takımın” anlamı vardır.
Taç Atışı Bizim: Örnek İngilizce Cümleler
Aşağıda “throw-in” teriminin kullanıldığı çeşitli İngilizce cümle örnekleri bulabilirsiniz:
1. The player took a quick throw-in to restart the game.
2. After the ball went out of bounds, the referee awarded a throw-in to the opposing team.
3. She caught the ball and quickly made a throw-in to her teammate.
4. The team earned a valuable throw-in near the opponent’s goal in the dying minutes of the match.
5. The coach instructed the player to take a short throw-in to maintain possession.
6. The defensive player committed a foul, giving the attacking team a throw-in in a dangerous position.
7. The goalkeeper’s poor clearance led to a throw-in for the other team inside the penalty area.
8. The substitute player quickly ran onto the field to take a crucial throw-in.
9. The team’s strategy involved using long throw-ins to create scoring opportunities.
10. The referee blew the whistle, signaling a throw-in for the home team.
Görüldüğü üzere, “throw-in” terimi spor müsabakalarında topun oyun dışına çıkması durumunda oyuna geri sokulmasını ifade eder. Günlük dilde de topu geri atmak anlamında kullanılabilir.
Taç Atışı Bizim: İlgili İngilizce Kelimeler
“Throw-in” terimiyle ilişkili bazı İngilizce kelimeler şunlardır:
1. Throw (fiil) – Atmak, fırlatmak
Örnek: He threw the ball across the field.
2. Throw (isim) – Atış, fırlatma
Örnek: The basketball player made a perfect throw to score.
3. Throw away – Atmak, israf etmek
Örnek: Don’t throw away that old shirt, you can still use it.
4. Throw up – Kusma
Örnek: She felt nauseous and had to throw up.
5. Throw down – Yere atmak
Örnek: The wrestler threw his opponent down to the mat.
6. Throw out – Dışarı atmak, atmak
Örnek: The coach threw out the player for arguing with the referee.
7. Throw in – Oyuna geri sokmak (taç atışı)
Örnek: The player quickly threw the ball back in to restart the game.
Bu kelimeler “throw” kökünü içerdiği için “taç atışı” anlamındaki “throw-in” terimiyle benzerlik gösterir. Ancak bağlama göre farklı anlamlarda kullanılırlar.
Sevgili öğrenciler, umarım “taç atışı”nın İngilizce karşılığı ve kullanımı hakkında detaylı bilgi sahibi oldunuz. Herhangi bir sorunuz olursa lütfen sormaktan çekinmeyin. Bir sonraki dersimizde görüşmek üzere!