Almanca’da “Şüphelenmek” Kavramı
Meine lieben Freunde, bugün sizlerle Almanca’da “şüphelenmek” kavramını detaylı bir şekilde ele alacağız. Şüphelenmek, günlük hayatımızda sıklıkla karşılaştığımız ve üzerinde düşünmemiz gereken önemli bir duygu. Peki, Almanca’da “şüphelenmek” nasıl ifade edilir? Gelin birlikte öğrenelim.
Almanca’da “Şüphelenmek” Nasıl Denir?
Almanca’da “şüphelenmek” anlamına gelen kelime “vermuten” dir. Bu kelime, “sanmak”, “tahmin etmek”, “varsaymak” gibi anlamlara da gelmektedir. Örneğin;
– Ich vermute, dass er heute nicht kommen wird. (Onun bugün gelmeyeceğini tahmin ediyorum.)
– Sie vermutet, dass etwas nicht stimmt. (Bir şeylerin yolunda gitmediğinden şüpheleniyor.)
– Wir vermuten, dass es regnen wird. (Yağmur yağacağını tahmin ediyoruz.)
Görüldüğü gibi “vermuten” kelimesi, şüphe, tahmin ve varsayım anlamlarında kullanılabiliyor. Ancak biz burada “şüphelenmek” anlamını ele alacağız.
Şüphelenmenin Almanca Karşılıkları
Almanca’da “şüphelenmek” anlamına gelen diğer kelimeler ise şunlardır:
– Argwöhnen – Şüphelenmek, kuşkulanmak
– Misstrauen – Güvensizlik duymak, şüphelenmek
– Verdacht haben – Şüphe duymak, şüphelenmek
Bu kelimeler de “vermuten” gibi şüphe, kuşku ve güvensizlik anlamlarına gelmektedir. Örneğin;
– Ich argwöhne, dass er mich belügt. (Onun bana yalan söylediğinden şüpheleniyorum.)
– Sie misstraut seinen Absichten. (Onun niyetlerinden şüphe duyuyor.)
– Ich habe Verdacht, dass etwas nicht stimmt. (Bir şeylerin yolunda gitmediğinden şüphe duyuyorum.)
Görüldüğü gibi, Almanca’da “şüphelenmek” için farklı kelimeler kullanılabilir ve her biri biraz farklı anlam nüanslarına sahiptir.
Şüphelenmenin Almanca Örnek Cümleleri
Şimdi de günlük hayattan bazı örnek cümleler verelim:
– Ich vermute, dass mein Freund etwas vor mir verheimlicht. (Arkadaşımın benden bir şeyler sakladığından şüpheleniyorum.)
– Sie argwöhnt, dass ihr Chef sie benachteiligt. (Patronunun kendisini kayırmadığından şüpheleniyor.)
– Wir misstrauen den Absichten der Regierung. (Hükümetin niyetlerinden şüphe duyuyoruz.)
– Er hat Verdacht, dass seine Frau ihn betrügt. (Karısının kendisini aldattığından şüphe ediyor.)
– Ich vermute, dass es sich um einen Betrug handelt. (Bunun bir dolandırıcılık olduğundan şüpheleniyorum.)
Görüldüğü üzere, Almanca’da “şüphelenmek” kavramı çeşitli kelimelerle ifade edilebiliyor ve günlük hayattan örneklerle pekiştirebiliyoruz. Umarım bu açıklamalar sizlere yardımcı olmuştur. Eğer daha fazla soru ya da örnek cümleye ihtiyacınız varsa, lütfen benimle paylaşın.