Söylemek – To Say
Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle “söylemek” kelimesinin İngilizce karşılığı olan “to say” hakkında konuşacağız. “To say” kelimesi, sözlü olarak bir şey ifade etmek, dile getirmek anlamına gelir. Günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız bu kelime, İngilizce konuşurken de oldukça önemli bir yere sahiptir.
“To say” fiili, basit şimdiki zaman, geçmiş zaman, gelecek zaman gibi çeşitli zaman kalıplarında kullanılabilir. Örneğin:
– I say hello to my friends every morning. (Her sabah arkadaşlarıma merhaba derim.)
– She said she would come to the party. (O, partiye geleceğini söyledi.)
– They will say goodbye before leaving. (Ayrılmadan önce veda edecekler.)
Ayrıca “to say” fiili, farklı kalıplarla da kullanılabilir. Mesela “to say something to someone” (birine bir şey söylemek), “to say that” (şunu söylemek), “to say yes/no” (evet/hayır demek) gibi.
Söyleme Eylemleri – Saying Verbs
“To say” dışında, İngilizcede “söyleme” eylemleri için başka fiiller de kullanılır. Bunlar arasında “to tell”, “to speak”, “to express” gibi kelimeler yer alır.
“To tell” fiili, genellikle birine bir bilgi, talimat veya tavsiye vermek anlamında kullanılır. Örneğin:
– She told me the truth about what happened. (Bana olanların gerçeğini söyledi.)
– Can you tell me how to get to the library? (Kütüphaneye nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misin?)
“To speak” ise daha çok konuşma eylemi üzerinde durur. Bir dili konuşmak, bir konu hakkında konuşmak gibi anlamlarda kullanılır:
– She speaks English fluently. (O, İngilizceyi akıcı bir şekilde konuşur.)
– Let’s speak about our travel plans. (Seyahat planlarımız hakkında konuşalım.)
Son olarak “to express” fiili, duygu, düşünce veya fikirleri sözlü ya da yazılı olarak ifade etmek anlamına gelir:
– He expressed his gratitude to the team. (Ekibe şükranlarını ifade etti.)
– She was able to express her concerns clearly. (Endişelerini açıkça ifade edebildi.)
Görüldüğü gibi, İngilizcede “söyleme” eylemleri için birçok farklı fiil kullanılmaktadır. Her birinin kendine özgü anlamı ve kullanım alanı bulunmaktadır. Bunu iyi kavramak, İngilizce konuşurken daha doğru ve etkili ifadeler kullanmanızı sağlayacaktır.
Söylemek için Günlük Hayattan Örnekler
Şimdi de “to say” fiilinin günlük hayattaki kullanımına dair bazı örnekler verelim:
– The teacher said the exam would be on Friday. (Öğretmen sınavın Cuma günü olacağını söyledi.)
– My friend said she couldn’t come to the party. (Arkadaşım partiye gelemeyeceğini söyledi.)
– The president said the new policy would be implemented next month. (Başkan yeni politikanın gelecek ay uygulanacağını söyledi.)
– When I asked for directions, the stranger said to go straight and turn left. (Yol tarifi istediğimde, yabancı düz gidin ve sola dönün dedi.)
– The weather forecast says it will rain tomorrow. (Hava tahmini yarın yağmur yağacağını söylüyor.)
Görüldüğü gibi, “to say” fiili günlük konuşmalarımızda sıklıkla kullanılıyor. Bir bilgiyi, fikri veya haberi aktarmak için bu kelimeyi kullanıyoruz. Böylece konuşmalarımızı daha akıcı ve anlaşılır hale getiriyoruz.
Söylemek için Eş Anlamlı Kelimeler
“To say” dışında, İngilizcede “söylemek” anlamına gelen başka kelimeler de vardır. Bunlar arasında “to tell”, “to speak”, “to express”, “to utter”, “to articulate”, “to announce” gibi fiiller sayılabilir.
Örneğin:
– To tell: Birine bir bilgi vermek, talimat ya da tavsiye sunmak anlamında kullanılır.
– To speak: Bir dili konuşmak, bir konu hakkında konuşmak anlamında kullanılır.
– To express: Duygu, düşünce veya fikirleri sözlü ya da yazılı olarak ifade etmek anlamında kullanılır.
– To utter: Bir söz söylemek, bir ifade etmek anlamında kullanılır.
– To articulate: Açık ve net bir şekilde konuşmak, ifade etmek anlamında kullanılır.
– To announce: Resmi olarak bir bilgiyi duyurmak, ilan etmek anlamında kullanılır.
Bu kelimeler arasından “to say” en yaygın kullanılanıdır ve daha genel bir anlam taşır. Diğer fiiller ise daha spesifik anlamlara sahiptir.
İşte “to say” fiilinin günlük hayattan birkaç örnek cümlesi daha:
– She said she would be late for the meeting. (Toplantıya geç kalacağını söyledi.)
– The manager said the new project would start next week. (Müdür, yeni projenin gelecek hafta başlayacağını söyledi.)
– Can you say that again, please? I didn’t hear you clearly. (Lütfen bunu tekrar söyler misiniz? Sizi net duyamadım.)
– The politician said the economy was improving, but many people didn’t believe him. (Siyasetçi ekonominin iyileştiğini söyledi, ama pek çok kişi ona inanmadı.)
– The weather report says it will be sunny all weekend. (Hava raporuna göre, tüm hafta sonu güneşli olacakmış.)
Sevgili öğrenciler, umarım “söylemek” kelimesinin İngilizce karşılığı ve kullanımı hakkında daha fazla fikir sahibi olmuşsunuzdur. Eğer herhangi bir sorunuz olursa, lütfen benimle paylaşmaktan çekinmeyin. İngilizce öğrenme yolculuğunuzda size her zaman destek olmaya hazırım.