Soğumak ingilizce, Soğumanın ingilizcesi nedir, İngilizce soğumak nasıl denir


Soğumak İngilizcesi Nedir?

Sevgili öğrenciler, bugün sizlere “soğumak” kelimesinin İngilizce karşılığını ve kullanımını detaylı bir şekilde anlatacağım. “Soğumak” kelimesinin İngilizce karşılığı “to cool” veya “to chill” olarak kullanılır. Bu kelimeler sıcaklığın azalması ya da bir şeyin ısısının düşmesi anlamına gelir.

Örneğin, “The soup cooled down quickly.” cümlesinde “soğumak” anlamı “to cool down” şeklinde kullanılmıştır. Yani çorba hızlıca soğumuştur. Bir başka örnek verecek olursak, “I need to chill this drink in the fridge.” cümlesinde “soğumak” anlamı “to chill” olarak kullanılmıştır. Burada içeceğin soğutulması kastedilmektedir.

Soğumanın İngilizcesi Nasıl Denir?

“Soğuma” anlamına gelen İngilizce kelimeler “cooling” ve “chilling” dir. Örneğin, “The cooling of the soup was too fast.” cümlesinde “soğuma” anlamı “cooling” olarak kullanılmıştır. Bir diğer örnek ise, “The chilling of the drink took longer than expected.” cümlesinde “soğuma” anlamı “chilling” olarak kullanılmıştır.

İngilizce Soğumak Nasıl Denir?

İngilizce “soğumak” fiili iki farklı şekilde kullanılır: “to cool” ve “to chill”. Her iki kelime de sıcaklığın azalması anlamına gelir, ancak aralarında ufak anlam farklılıkları vardır.

“To cool” daha genel bir anlam taşır ve sıcaklığın düşmesini ifade eder. Örneğin, “The room cooled down after the air conditioner was turned on.” cümlesinde “soğumak” anlamı “to cool” olarak kullanılmıştır.

“To chill” ise daha spesifik bir anlam taşır ve sıcaklığın belirli bir dereceye kadar düşmesini ifade eder. Örneğin, “I need to chill this wine before serving it.” cümlesinde “soğumak” anlamı “to chill” olarak kullanılmıştır.

Soğumak İngilizcesi İçin Örnek Cümleler

Aşağıda “soğumak” kelimesinin İngilizce karşılıkları olan “to cool” ve “to chill” kullanılan örnek cümleler yer almaktadır:

1. The hot coffee cooled down after sitting on the table for a while.
(Sıcak kahve masada bir süre durduktan sonra soğudu.)

2. I need to chill this bottle of wine before the guests arrive.
(Misafirler gelmeden önce bu şişe şarabı soğutmam gerekiyor.)

3. The soup cooled off too quickly, making it unpleasant to eat.
(Çorba çok hızlı soğuduğu için yemek için hoş değildi.)

4. Can you please chill the beers in the fridge before the party starts?
(Parti başlamadan önce biraları buzdolabında soğutabilir misin?)

5. The room temperature cooled down as soon as I turned on the air conditioner.
(Klima açar açmaz oda sıcaklığı soğudu.)

6. I like my drinks chilled, so I always keep a few ice cubes in the glass.
(İçeceklerimi soğuk severim, bu yüzden her zaman bardağa buz küpleri koyarım.)

7. The leftover pizza cooled off in the fridge, making it less appetizing.
(Buzdolabında kalan pizza soğuduğu için iştah açıcı olmaktan çıktı.)

8. Can you chill this champagne bottle for me? I want it to be ice cold when we toast.
(Bu şampanya şişesini benim için soğutabilir misin? Törenimizde buz gibi olsun istiyorum.)

9. The hot summer day cooled down in the evening, making it more comfortable to be outside.
(Sıcak yaz günü akşam serinledi, dışarıda olmak daha rahat hale geldi.)

10. I need to chill this drink quickly before my guests arrive. They like their beverages ice cold.
(Misafirlerim gelmeden bu içeceği çabucak soğutmam gerekiyor. Onlar içeceklerini buz gibi severler.)

Soğumak İle İlgili Diğer İngilizce Kelimeler

“Soğumak” kelimesiyle ilgili diğer İngilizce kelimeler şunlardır:

– Freeze (donmak)
– Chill out (sakinleşmek)
– Refrigerate (buzdolabında soğutmak)
– Frosty (buzlu, donmuş)
– Icy (buz gibi)
– Frigid (çok soğuk)
– Brisk (serinletici)

Örnek cümleler:

1. The water in the pool felt freezing cold.
(Havuzdaki su dondurucu soğuktu.)

2. After a long day, I just need to chill out and relax.
(Uzun bir günün ardından sadece sakinleşip dinlenmem gerekiyor.)

3. Don’t forget to refrigerate the leftovers before going to bed.
(Yatmadan önce kalan yemekleri buzdolabında soğutmayı unutma.)

4. The icy winds made my face feel numb.
(Buz gibi rüzgarlar yüzümü uyuşturdu.)

5. The frigid winter temperatures made it difficult to go outside.
(Dondurucu kış sıcaklıkları dışarı çıkmayı zorlaştırıyordu.)

6. A brisk morning walk is a great way to start the day.
(Serinletici sabah yürüyüşü güne harika bir başlangıç.)

Sevgili öğrenciler, umarım “soğumak” kelimesinin İngilizce karşılıkları, anlamları ve kullanımları hakkında detaylı bilgi sahibi oldunuz. Eğer herhangi bir sorunuz varsa, lütfen çekinmeden sorun. İyi çalışmalar!