Sepet Almanca, Sepetin Almancası nedir, Almanca sepet nasıl denir


Almanca Sepet Nasıl Denir?

Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle “sepet” kelimesinin Almanca karşılığını ve kullanımını inceleyeceğiz. Almanca konuşulan ülkelerde sepet için kullanılan kelime “der Korb” dir. Bu kelimenin telaffuzu “dair korb” şeklindedir.

Der Korb, günlük hayatta sıkça kullanılan bir kelimedir. Alışveriş yaparken, bahçe işleri yaparken veya pikniğe giderken sepet kullanmak oldukça yaygındır. Almanca konuşulan ülkelerde insanlar “Der Korb” kelimesini çok doğal bir şekilde kullanmaktadır.

Peki, “der Korb” kelimesini Almanca cümlelerde nasıl kullanabiliriz? Hadi birkaç örnek verelim:

– Ich kaufe heute einen neuen Korb für den Wochenmarkt. (Bugün pazar için yeni bir sepet alıyorum.)
– Meine Oma hat einen schönen Weidenkorb für mich geflochten. (Annem benim için güzel bir hasır sepet örmüş.)
– Im Korb sind frische Äpfel und Birnen vom Bauernhof. (Sepette tarladan yeni toplanmış elma ve armutlar var.)
– Lass uns den Korb mit Blumen füllen und an die Nachbarn verteilen. (Gelin sepeti çiçeklerle dolduralım ve komşulara dağıtalım.)
– Trag bitte den schweren Korb mit den Kartoffeln in die Küche. (Lütfen patates dolu ağır sepeti mutfağa taşı.)

Gördüğünüz gibi, “der Korb” kelimesi Almanca cümlelerde çok doğal bir şekilde kullanılıyor. Sepet ile ilgili çeşitli bağlamlarda karşımıza çıkabiliyor.

Peki, “der Korb” kelimesinin eş anlamlıları neler olabilir? Bakalım:

– der Behälter (kap, kova)
– der Behälter (kap, konteyner)
– der Behältniss (kap, küçük konteyner)
– der Behälter (sepet, küfe)

Bunların dışında “der Korb” kelimesinin zıt anlamlısı olarak “die Schüssel” (kase, çanak) kelimesini de sayabiliriz.

Şimdi de “der Korb” kelimesi ile ilgili birkaç daha örnek cümle görelim:

– Die Verkäuferin legt das frische Obst in einen großen Korb. (Satıcı taze meyveleri büyük bir sepete koyuyor.)
– Oma bringt immer einen Korb voller selbstgebackener Plätzchen mit. (Annem her zaman kendi yaptığı kurabiyelerle dolu bir sepet getiriyor.)
– Können Sie mir bitte einen stabilen Weidenkorb empfehlen? (Bana sağlam bir hasır sepet önerebilir misiniz?)
– Mein Hund liebt es, Stöcke in den Korb zu bringen. (Köpeğim sopaları sepete getirmeyi çok seviyor.)
– Lass uns den Picknickkorb packen und an den See fahren. (Gelin piknik sepetini hazırlayalım ve göle gidelim.)

Sevgili öğrenciler, umarım “der Korb” kelimesi ve kullanımı hakkında daha fazla fikir sahibi oldunuz. Almanca konuşulan ülkelerde sepet için kullanılan bu kelimeyi artık rahatlıkla anlayabilir ve cümlelerinizde kullanabilirsiniz. Eğer daha fazla örnek veya açıklama isterseniz, lütfen bana sorunuz. Bir sonraki dersimizde görüşmek üzere!