Savunma – Defense
“Savunma” kelimesinin İngilizcesi “defense” veya “defence” şeklinde yazılır. Telaffuzu /dɪˈfens/ şeklindedir. “Defense” sözcüğü, kendini veya bir şeyi saldırı, tehdit veya zarardan korumak anlamına gelir.
“Defense” kelimesi hem somut hem de soyut anlamlarda kullanılabilir. Örneğin, bir ülkenin askeri savunma sistemi “national defense” olarak adlandırılır. Ayrıca, hukuki bir davada tarafların iddialarını çürütmek için yaptıkları savunma da “defense” olarak isimlendirilir.
Savunmanın İngilizcede Kullanımı
“Defense” kelimesini cümlelerde şu şekillerde kullanabiliriz:
– The team played a strong defense in the game. (Takım maçta güçlü bir savunma oynadı.)
– The lawyer presented a solid defense in the trial. (Avukat duruşmada sağlam bir savunma sundu.)
– The town has a good defense system against natural disasters. (Kasabanın doğal afetlere karşı iyi bir savunma sistemi var.)
– She was on the defensive when the boss criticized her work. (Patron işini eleştirince savunmaya geçti.)
– The quarterback made a great defensive play to stop the opponent. (Quarterback rakibi durdurmak için harika bir savunma hareketi yaptı.)
Savunma ile İlgili İngilizce Kelimeler
“Defense” kelimesinin yanı sıra savunmayla ilgili diğer İngilizce kelimeler şunlardır:
– Defend: Savunmak, korumak (e.g. The player defended the goal successfully.)
– Defensive: Savunmacı, savunmaya yönelik (e.g. The team adopted a defensive strategy in the game.)
– Defender: Savunmacı, koruyucu (e.g. The defender blocked the shot on goal.)
– Defensible: Savunulabilir, haklı çıkarılabilir (e.g. The politician’s actions were defensible.)
– Indefensible: Savunulamaz, haklı çıkarılamaz (e.g. The CEO’s decision was indefensible.)
Bu kelimelerle örnek cümleler yazarsak:
– The goalkeeper defended the goal with skill and determination. (Kaleci, beceri ve kararlılıkla kaleyi savundu.)
– The team adopted a defensive strategy to protect their lead. (Takım öndeki avantajını korumak için savunmacı bir strateji benimsedi.)
– As the team’s defender, she was responsible for marking the opposing forwards. (Takımın savunmacısı olarak, rakip forvetleri işaretlemekten sorumluydu.)
– The lawyer made a defensible argument in the defendant’s favor. (Avukat, sanığın lehine savunulabilir bir argüman sundu.)
– The CEO’s decision to cut jobs was widely seen as indefensible. (CEO’nun işten çıkarma kararı genellikle savunulamaz olarak görüldü.)
Savunma Kelimesinin Eş ve Zıt Anlamlıları
“Defense” kelimesinin eş anlamlıları:
– Protection
– Shield
– Guard
– Safeguard
Örnek cümle: The strong defensive wall provided protection for the castle. (Güçlü savunma duvarı kaleyi korudu.)
“Defense” kelimesinin zıt anlamlıları:
– Attack
– Offense
– Aggression
– Assault
Örnek cümle: The team switched from a defensive strategy to an aggressive offensive in the second half. (Takım ikinci yarıda savunmacı stratejiden saldırgan bir hücum stratejisine geçti.)
Görüldüğü gibi “defense” kelimesi, kendini veya bir şeyi korumak, savunmak anlamına gelir ve çeşitli bağlamlarda kullanılabilir. İngilizce öğrenirken bu kelimeyi ve ilgili kelimeleri iyi kavramak önemlidir.