Almanca’da “Şahit” Nasıl Denir?
Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle Almanca’da “şahit” kelimesinin karşılığı olan “Zeuge” kelimesini inceleyeceğiz. Almanca’da “şahit” anlamına gelen “Zeuge” kelimesi, bir olay ya da duruma tanık olan kişiyi ifade eder. Bu kelimeyi günlük hayatınızda sıklıkla duyacak ve kullanacaksınız.
“Zeuge” Kelimesinin Almanca Karşılığı ve Anlamı
Almanca’da “şahit” anlamına gelen “Zeuge” kelimesinin Türkçe karşılığı “şahit”tir. Bu kelime, bir olay veya duruma bizzat tanık olan kişiyi ifade eder. Örneğin, bir suç olayına tanık olan kişi, mahkemede “Zeuge” olarak ifade verir.
“Zeuge” kelimesinin Almanca telaffuzu şöyledir: [tsoygə]
“Zeuge” Kelimesinin Kullanımı
“Zeuge” kelimesi, Almanca dilbilgisi açısından güçlü çekim yapan bir isimdir. Yani, durum, sayı ve cinsiyet gibi özelliklere göre değişiklik gösterir. Aşağıdaki örneklere bakarak “Zeuge” kelimesinin farklı kullanımlarını görebilirsiniz:
– Der Zeuge hat den Unfall gesehen. (Şahit kaza olayını görmüştür.)
– Die Zeugin hat den Diebstahl beobachtet. (Şahit (kadın) hırsızlığı gözlemlemiştir.)
– Dem Zeugen wurde eine Belohnung versprochen. (Şahide bir ödül vaat edildi.)
– Ich werde als Zeuge aussagen müssen. (Ben şahit olarak ifade vermek zorunda kalacağım.)
Görüldüğü gibi, “Zeuge” kelimesi cümle içinde farklı durumlarda ve farklı şekillerde kullanılabiliyor. Almanca dilbilgisi kurallarına uygun olarak değişiklik gösteriyor.
“Zeuge” Kelimesinin Eş Anlamlıları ve Zıt Anlamlıları
“Zeuge” kelimesinin Almanca’da bazı eş anlamlıları bulunmaktadır:
– Augenzeuge (gözlemci)
– Beobachter (gözlemci)
– Informant (bilgi veren)
Bunun yanı sıra, “Zeuge” kelimesinin zıt anlamlısı da vardır:
– Angeklagter (sanık)
Yani, bir olay ya da duruma tanık olan kişi “Zeuge” iken, o olayın faili “Angeklagter” olur.
Almanca’da “Zeuge” Kelimesi ile Örnek Cümleler
Şimdi de “Zeuge” kelimesinin Almanca’da farklı cümle yapılarında nasıl kullanıldığına bakalım:
– Der Zeuge hat den Unfall beobachtet und kann wichtige Informationen liefern. (Şahit kazayı gözlemlemiş ve önemli bilgiler verebilir.)
– Die Zeugin wurde von der Polizei vernommen, um den Tathergang zu klären. (Polis, olayın nasıl geliştiğini açıklamak için şahidi (kadın) sorguladı.)
– Ohne die Aussage des Zeugen wäre der Fall nicht aufzuklären gewesen. (Şahidin ifadesi olmadan bu olay aydınlatılamazdı.)
– Der Zeuge wurde vom Gericht aufgefordert, seine Beobachtungen zu schildern. (Mahkeme, şahitten gözlemlerini anlatmasını istedi.)
– Als Zeuge im Prozess kann ich die Unschuld des Angeklagten bestätigen. (Dava sürecinde şahit olarak, sanığın suçsuzluğunu doğrulayabilirim.)
Görüldüğü gibi, “Zeuge” kelimesi Almanca’da çok çeşitli bağlamlarda kullanılabiliyor. Bir olay ya da duruma tanık olan kişiyi ifade etmek için sıklıkla başvurulan bir kelime.
Sevgili öğrenciler, umarım “Zeuge” kelimesi ve bu kelimeyle ilgili Almanca dilbilgisi yapıları hakkında daha iyi bir fikir sahibi oldunuz. Almanca öğrenme yolculuğunuzda başarılar dilerim!