Sadık kalmak Almanca, Sadık kalmanın Almancası nedir, Almanca sadık kalmak nasıl denir


Almanca’da “Sadık Kalmak” Nasıl İfade Edilir?

Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle Almanca’da “sadık kalmak” kavramını ele alacağız. Bu kavram Almanca’da “treu bleiben” olarak ifade edilir. Peki, “treu bleiben” tam olarak ne anlama geliyor ve günlük hayatta nasıl kullanılıyor? Hep birlikte inceleyelim.

“Treu bleiben” Almanca’da “sadık kalmak, bağlı kalmak, vefakâr olmak” anlamlarına gelir. Bir kişiye, bir ilişkiye, bir fikre veya bir değere sıkı sıkıya bağlı kalmak, ondan vazgeçmemek, ona sadık kalmak demektir. Örneğin “Er ist seiner Frau treu geblieben, auch in schweren Zeiten” cümlesi “O, eşine zor zamanlarda da sadık kalmıştır” anlamına gelir.

Almanca’da “Sadık Kalmak” İle İlgili Örnek Cümleler

Gelin şimdi “treu bleiben” kavramının Almanca’daki kullanımına dair birkaç örnek cümle inceleyelim:

– Sie ist ihren Prinzipien treu geblieben, auch als es schwierig wurde. (İlkelerine, zor zamanlarda da sadık kaldı.)
– Trotz aller Widrigkeiten ist er seinem Traum treu geblieben. (Tüm zorluklara rağmen, hayaline sadık kaldı.)
– Die Firma ist ihrer Tradition treu geblieben und hat das alte Logo beibehalten. (Şirket, geleneğine sadık kalarak eski logosunu korudu.)
– Auch nach all den Jahren ist er seiner Kindheitsliebe treu geblieben. (Yıllar geçse de, çocukluk aşkına sadık kaldı.)
– Sie ist ihren Freunden treu geblieben, egal was passiert ist. (Arkadaşlarına, ne olursa olsun sadık kaldı.)

Gördüğünüz gibi “treu bleiben” ifadesi kişilere, fikirlere, kurumlara, geleneklere vs. bağlılığı, sadakati ve vefakârlığı anlatmak için kullanılıyor. Günlük dilde sıklıkla karşımıza çıkan bir kavram.

“Treu Bleiben” İle İlgili Diğer Almanca Kelimeler

“Treu bleiben” kavramıyla ilişkili diğer Almanca kelimeler şunlardır:

– die Treue (sadakat, bağlılık)
– treu (sadık, bağlı, vefakâr)
– untreu (sadakatsiz, vefasız)
– die Untreue (sadakatsizlik, vefasızlık)
– der Verrat (ihanet)
– verraten (ihanet etmek)

Örneğin “Er hat seiner Frau die Treue gebrochen” cümlesi “O, eşine ihanet etti” anlamına gelir. “Treu” kelimesi ise “sadık, bağlı, vefakâr” anlamlarına gelir.

Günlük Hayattan “Treu Bleiben” Örnekleri

“Treu bleiben” kavramını daha iyi anlamak için günlük hayattan birkaç örnek verelim:

– Anna ist ihrer Lieblingsmarke treu geblieben und kauft seit Jahren nur Produkte dieser Firma. (Anna, favori markasına yıllardır sadık kalıyor ve hep o firmanın ürünlerini satın alıyor.)
– Trotz aller Anfeindungen ist der Politiker seinen Werten treu geblieben. (Tüm saldırılara rağmen, siyasetçi kendi değerlerine sadık kaldı.)
– Obwohl viele Freunde weggezogen sind, ist Maria ihrer Heimatstadt treu geblieben. (Birçok arkadaşı taşınmasına rağmen, Maria doğup büyüdüğü şehre sadık kaldı.)
– Selbst nach der Scheidung ist er seiner Ex-Frau treu geblieben und hat sie immer unterstützt. (Boşandıktan sonra bile, eski eşine sadık kaldı ve onu hep destekledi.)
– Das Unternehmen ist seiner Tradition treu geblieben und produziert noch immer Produkte in Handarbeit. (Şirket, geleneğine sadık kalarak hâlâ el emeği ürünler üretiyor.)

Gördüğünüz gibi “treu bleiben” ifadesi oldukça geniş bir kullanım alanına sahip. Kişilerin, kurumların, fikirlerin ve değerlerin korunması, benimsenmesi ve onlara bağlı kalınması anlamında sıklıkla kullanılıyor.

Sevgili öğrenciler, Almanca’daki “sadık kalmak” kavramını böylece detaylı bir şekilde incelemiş olduk. Umarım konuyu anlamakta zorlanmamışsınızdır. Eğer herhangi bir sorunuz olursa, lütfen çekinmeden sorun. Her zaman yanınızdayım!