Reddetmek ingilizce, Reddetmenin ingilizcesi nedir, İngilizce reddetmek nasıl denir


Reddetmek: İngilizce Karşılığı ve Kullanımı

Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle “reddetmek” kelimesinin İngilizce karşılığını ve kullanımını detaylı bir şekilde ele alacağız. İngilizce’de “reddetmek” anlamına gelen kelime “to refuse” olarak ifade edilir. Bu kelime, bir isteği, teklifi veya önergeyi kabul etmemeyi ya da geri çevirmeyi ifade eder.

“To refuse” kelimesinin telaffuzu /rɪˈfjuːz/ şeklindedir. Fiil olarak kullanıldığında, anlamı “kabul etmemek, geri çevirmek, reddetmek” olur. Örneğin:

– I refused his offer to go to the movies. (Onun sinema teklifini reddettim.)
– She refused to sign the contract. (Sözleşmeyi imzalamayı reddetti.)
– The company refused our application for the job. (Şirket, iş başvurumuzu reddetti.)

Bazen “to refuse” kelimesi isim olarak da kullanılabilir ve “reddetme, kabul etmeme” anlamına gelir. Örneğin:

– His constant refusal to help was frustrating. (Sürekli yardım etmeyi reddetmesi can sıkıcıydı.)
– The judge’s refusal to grant the request was disappointing. (Hakimin talebi reddetmesi hayal kırıklığına neden oldu.)

Reddetmenin Eş Anlamlıları

“To refuse” kelimesinin eş anlamlıları arasında şunlar yer alır:

– To decline: Bir teklifi veya isteği geri çevirmek. Örneğin: “She declined the invitation to the party.” (Parti davetini geri çevirdi.)
– To reject: Bir öneriyi veya başvuruyu kabul etmemek. Örneğin: “The university rejected my application.” (Üniversite, başvurumu reddetti.)
– To turn down: Bir teklifi veya isteği kabul etmemek. Örneğin: “I turned down the job offer because the salary was too low.” (Maaşın çok düşük olması nedeniyle iş teklifini reddettim.)
– To deny: Bir talep veya isteği reddetmek. Örneğin: “The government denied the request for additional funding.” (Hükümet, ek fon talebini reddetti.)

Reddetmenin Zıt Anlamlıları

“To refuse” kelimesinin zıt anlamlıları ise şunlardır:

– To accept: Bir teklifi veya isteği kabul etmek. Örneğin: “I accepted the invitation to the wedding.” (Düğün davetini kabul ettim.)
– To agree: Bir öneriyi veya talep edileni onaylamak. Örneğin: “She agreed to the terms of the contract.” (Sözleşmenin şartlarını kabul etti.)
– To approve: Bir karar veya eylemi onaylamak. Örneğin: “The committee approved the project proposal.” (Komite, proje önerisini onayladı.)
– To consent: Bir talebi veya isteği kabul etmek. Örneğin: “The patient consented to the surgery.” (Hasta, ameliyata razı oldu.)

Reddetmeyle İlgili İngilizce Cümleler

Aşağıda “reddetmek” anlamındaki “to refuse” kelimesinin kullanıldığı örnek İngilizce cümleler ve Türkçe karşılıkları yer almaktadır:

1. The job applicant refused the offer because the salary was too low. (İş başvurusu yapan kişi, maaşın çok düşük olması nedeniyle teklifi reddetti.)
2. She refused to sign the contract without reading it thoroughly. (Sözleşmeyi dikkatle okumadan imzalamayı reddetti.)
3. The hotel manager refused to give us a refund for the canceled reservation. (Otel müdürü, iptal edilen rezervasyon için bize geri ödeme yapmayı reddetti.)
4. The company refused to disclose any information about the new product launch. (Şirket, yeni ürün lansmanı hakkında bilgi vermeyi reddetti.)
5. The judge refused to grant the request for an extension on the deadline. (Hakim, son teslim tarihinin uzatılması talebini reddetti.)

Reddetmekle İlgili İngilizce Kelimeler ve Örnekler

Aşağıda “reddetmek” anlamındaki “to refuse” kelimesinin kullanıldığı diğer İngilizce kelimeler, anlamları ve örnek cümleleri yer almaktadır:

– Refusal (/rɪˈfjuːzəl/): Reddetme, kabul etmeme. Örneğin: “The candidate’s refusal to answer the question was unexpected.” (Adayın soruyu cevaplamayı reddetmesi beklenmedikti.)

– Refusenik (/rɪˈfjuːznɪk/): Bir talebi veya isteği reddetmeyi alışkanlık haline getirmiş kişi. Örneğin: “The government was criticized for its refusal to help the refuseniks.” (Hükümet, refüzeniklere yardım etmeyi reddettiği için eleştirildi.)

– Rejectionist (/rɪˈdʒekʃənɪst/): Bir öneriyi veya teklifi reddeden kişi. Örneğin: “The political party was accused of being rejectionist towards the peace proposal.” (Siyasi parti, barış önerisini reddetmekle suçlandı.)

Sevgili öğrenciler, “reddetmek” kelimesinin İngilizce kullanımı ve örnekleri hakkında bilgi sahibi oldunuz. Bu kelimeyi günlük hayatınızda daha etkin bir şekilde kullanabilirsiniz. Herhangi bir sorunuz olursa lütfen benimle paylaşın, size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım.