Almanca’da “Pozisyon” Nasıl Denir?
Merhaba sevgili arkadaşlar! Bugün sizlerle “pozisyon” kelimesinin Almanca karşılığını ve kullanımını inceleyeceğiz. Pozisyon, günlük hayatımızda sıkça kullandığımız bir kelime. Peki, Almanca’da “pozisyon” nasıl denir? Gelin hep birlikte öğrenelim!
Almanca’da “pozisyon” anlamına gelen kelime “die Position” dir. “Position” kelimesi Almanca’da hem tekil hem de çoğul olarak kullanılabilir. Tekil hali “die Position”, çoğul hali ise “die Positionen” şeklindedir.
“Position” kelimesinin Almanca telaffuzu şöyledir: [po’zitsi̯oːn]
Şimdi de “Position” kelimesinin Almanca’daki anlamlarına ve kullanımına bakalım.
Almanca’da “Position” Kelimesinin Anlamları
Almanca’da “Position” kelimesi aşağıdaki anlamlarda kullanılır:
1. Konum, yer, mevki:
– Seine Position am Schreibtisch war perfekt. – Masadaki konumu mükemmeldi.
– Die Position des Büros ist sehr günstig. – Ofisinin konumu çok elverişli.
2. Durum, statü, pozisyon:
– Er hat eine hohe Position in der Firma. – Şirketteki konumu yüksek.
– Ihre Position als Managerin ist sehr einflussreich. – Müdür olarak konumu çok etkili.
3. Duruş, vücut pozisyonu:
– Er nahm eine bequeme Position auf dem Sofa ein. – Kanepeye rahat bir pozisyon aldı.
– Die Spieler nahmen ihre Startpositionen ein. – Oyuncular başlangıç pozisyonlarını aldılar.
4. Görüş, bakış açısı, tutum:
– Meine Position zu dieser Frage ist klar. – Bu konudaki pozisyonum nettir.
– Sie verteidigt ihre Position mit Nachdruck. – Pozisyonunu ısrarla savunuyor.
Görüldüğü gibi “Position” kelimesi Almanca’da oldukça geniş bir kullanım alanına sahip. Bağlama göre farklı anlamlarda karşımıza çıkabiliyor.
Almanca’da “Position” ile Örnek Cümleler
Şimdi de “Position” kelimesinin Almanca’daki kullanımına dair birkaç örnek cümle inceleyelim:
– Er nahm eine defensive Position ein, um den Angriff abzuwehren.
(Saldırıyı savurmak için savunma pozisyonu aldı.)
– Die Mannschaft konnte ihre Führungsposition in der Liga behaupten.
(Takım liderlik pozisyonunu ligde koruyabildi.)
– Meine Position in dieser Debatte ist, dass wir mehr Kompromissbereitschaft zeigen müssen.
(Bu tartışmadaki pozisyonum, daha fazla uzlaşma göstermemiz gerektiği yönünde.)
– Die Spieler nahmen ihre Startpositionen auf dem Feld ein, bevor das Spiel begann.
(Oyun başlamadan önce oyuncular saha üzerindeki başlangıç pozisyonlarını aldılar.)
– Das Unternehmen hat seine Marktposition in den letzten Jahren deutlich ausgebaut.
(Şirket son yıllarda pazar pozisyonunu belirgin şekilde güçlendirdi.)
Görüldüğü gibi “Position” kelimesi Almanca’da çok yönlü bir kullanıma sahip. Bağlama göre konum, durum, görüş veya duruş anlamlarında karşımıza çıkabiliyor.
“Position” ile İlgili Diğer Almanca Kelimeler
“Position” kelimesinin yanı sıra aşağıdaki Almanca kelimeleri de pozisyon, konum, duruş gibi anlamlarda kullanılabilir:
– der Platz (yer, konum)
– der Standort (yer, mevki)
– die Lage (konum, durum)
– die Haltung (duruş, tutum)
– der Rang (sıra, derece, mevki)
– die Stelle (yer, pozisyon)
Örneğin:
– Ich habe einen guten Platz am Fenster bekommen. (Pencere kenarında iyi bir yer/konum aldım.)
– Das Unternehmen hat seinen Standort in der Innenstadt. (Şirketin merkezi şehir merkezinde.)
– In dieser Lage können wir nicht viel unternehmen. (Bu durumda çok bir şey yapamayız.)
– Er nahm eine angespannte Haltung ein. (Gergin bir duruş/pozisyon aldı.)
– Sie hat einen hohen Rang in der Firma erreicht. (Şirkette yüksek bir mevkiye ulaştı.)
– Ich bewerbe mich auf eine freie Stelle als Vertriebsmitarbeiter. (Satış temsilcisi pozisyonu için başvuruyorum.)
Gördüğünüz gibi Almanca’da “pozisyon” kavramını ifade etmek için çeşitli kelimeler kullanılabiliyor. Bağlama göre en uygun kelimeyi seçmek gerekiyor.
Sevgili arkadaşlar, “Position” kelimesinin Almanca’daki kullanımı hakkında detaylı bilgi sahibi oldunuz. Şimdi siz de günlük hayatınızda bu kelimeyi daha etkili bir şekilde kullanabilirsiniz. Almanca öğrenme yolculuğunuzda başarılar dilerim!