Pasör ingilizce, Pasörün ingilizcesi nedir, İngilizce pasör nasıl denir


Pasör İngilizcesi: Nedir ve Nasıl Kullanılır?

Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle “pasör” kelimesinin İngilizce karşılığını ve kullanımını detaylı bir şekilde ele alacağız. Bu önemli kavramı doğru bir şekilde anlamanız ve kullanmanız için elimden geleni yapacağım.

“Pasör” kelimesi İngilizcede “setter” olarak karşılık bulur. Setter, takım sporlarında, özellikle voleybol ve basketbolda, topu diğer oyunculara aktaran oyuncuya verilen isimdir. Pasörün görevi, topu takım arkadaşlarına isabetli bir şekilde göndererek onların sayı yapmasına yardımcı olmaktır.

İngilizce’de Pasörün Kullanımı

İngilizce’de “setter” kelimesi pasör anlamında kullanılır. Örneğin;

– The setter of the volleyball team made a perfect pass to the spiker. (Voleybol takımının pasörü smaçörüne mükemmel bir pas attı.)
– In basketball, the point guard acts as the setter, distributing the ball to the other players. (Basketbolda, point guard pasör görevi görür, topu diğer oyunculara dağıtır.)
– The setter needs to have excellent ball handling skills and court vision. (Pasörün mükemmel top sürme becerileri ve saha görüşüne sahip olması gerekir.)
– She is the team’s starting setter, responsible for running the offense. (O, takımın ilk 5’inde oynayan pasörüdür ve hücum organizasyonundan sorumludur.)
– The setter sets up the middle blocker for the quick attack. (Pasör, orta blokçuyu hızlı hücum için topla buluşturur.)

Görüldüğü gibi, “setter” kelimesi pasör anlamında sıklıkla kullanılmaktadır. Pasörün takımdaki kritik rolünü ve sorumluluklarını vurgulamak için bu kelime tercih edilir.

Pasörün İngilizce Eş Anlamlıları

“Setter” dışında pasör anlamında kullanılabilecek bazı eş anlamlı kelimeler şunlardır:

– Distributor: Topu dağıtan oyuncu
– Feeder: Takım arkadaşlarını topla buluşturan oyuncu
– Playmaker: Oyun kurucu
– Floor general: Sahanın genel komutanı

Bu kelimeler de pasörün toparlayıcı, dağıtıcı ve organizatör rolünü vurgulamaktadır.

Pasörün İngilizce Zıt Anlamlıları

Pasörün zıt anlamı olarak şu kelimeler kullanılabilir:

– Scorer: Sayı üreten oyuncu
– Shooter: Şut atan oyuncu
– Finisher: Sayıyı bitiren oyuncu

Yani pasörün aksine, doğrudan sayı üretmeye odaklanan oyuncular bu şekilde tanımlanabilir.

Pasörle İlgili İngilizce Örnek Cümleler

Pasörle ilgili İngilizce örnek cümleler şöyledir:

– The setter perfectly timed her set to the middle blocker for the kill. (Pasör, orta blokçuya isabetli bir pas attı ve sayı yapmasını sağladı.)
– As the team’s quarterback, the point guard acts as the on-court setter. (Takımın “quarterback”ı olan point guard, saha içinde pasör görevi görür.)
– With her excellent vision and ball handling skills, the setter orchestrated the offense beautifully. (Mükemmel saha görüşü ve top sürme becerileriyle, pasör hücum organizasyonunu kusursuz yönetti.)
– The setter’s precise sets allowed the outside hitters to terminate the rallies. (Pasörün isabetli paslari sayesinde, dış çizgi vuruşçuları sayı yapabildi.)
– When the team was in trouble, the veteran setter calmed everyone down and ran the offense smoothly. (Takım sıkıntıya girdiğinde, tecrübeli pasör herkesin sakinleşmesini sağladı ve hücumu sorunsuz yönetti.)

Görüldüğü üzere, pasör kavramı İngilizce’de “setter” kelimesi ile karşılanmakta ve takım sporlarında önemli bir rol oynamaktadır. Pasörün becerileri, takım arkadaşlarıyla uyumu ve oyun yönetimi, takımın başarısında kritik öneme sahiptir.