Monopoly: The English Translation and Usage
Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle “Monopoly” kelimesinin İngilizce karşılığı ve kullanımı hakkında detaylı bilgiler paylaşacağım. Monopoly, günlük hayatımızda sıklıkla karşılaştığımız bir kavram olsa da, İngilizce dilindeki karşılığı ve anlamı hakkında biraz daha derinlemesine bilgi sahibi olmak faydalı olacaktır.
Monopoly Nedir ve İngilizcesi Nasıl Söylenir?
“Monopoly” kelimesi, İngilizce’de “tekel” anlamına gelmektedir. Kelimenin telaffuzu ise “mə-ˈnä-pə-lē” şeklindedir. Monopoly, bir piyasada tek satıcının veya üreticinin olması durumunu ifade eder. Yani belirli bir ürün veya hizmetin sunumunda rakipsiz olan bir işletme anlamına gelir.
Monopoly Kelimesinin Kullanımı
İngilizce’de “monopoly” kelimesi, genellikle ekonomi ve işletme alanlarında kullanılır. Ancak günlük konuşma dilinde de sıklıkla karşımıza çıkar. Örneğin:
– The company has a monopoly on the local market for that product. (Şirket, o ürün için yerel pazarda tekel konumunda.)
– The government tried to break up the monopoly in the telecommunications industry. (Hükümet, telekomünikasyon sektöründeki tekeli kırmaya çalıştı.)
– My older brother has a monopoly on the TV remote control in our house. (Abim, evimizde televizyon kumandası üzerinde tekel konumunda.)
– She has a monopoly on the best teaching positions at the university. (Üniversitedeki en iyi öğretim pozisyonlarında o tekel konumunda.)
Görüldüğü üzere, “monopoly” kelimesi yalnızca ekonomik anlamda değil, günlük hayatta da çeşitli bağlamlarda kullanılabilmektedir.
Monopoly Kelimesinin Eş Anlamlıları ve Zıt Anlamlıları
“Monopoly” kelimesinin İngilizce’deki eş anlamlıları arasında “exclusivity”, “dominance”, “control” ve “command” yer alır. Zıt anlamlıları ise “competition”, “plurality”, “diversity” ve “deregulation”dır.
Örnek cümleler:
– The company’s exclusivity over the market led to higher prices for consumers. (Şirketin pazar üzerindeki tekeli, tüketiciler için daha yüksek fiyatlara yol açtı.)
– The government’s efforts to promote competition aimed to break the industry’s dominance. (Hükümetin rekabeti teşvik etme çabaları, sektördeki hakimiyeti kırmayı hedefliyordu.)
– New regulations were introduced to deregulate the industry and increase diversity. (Sektörü serbestleştirmek ve çeşitliliği artırmak için yeni düzenlemeler getirildi.)
Öğrenciler, “monopoly” kelimesinin İngilizce’deki kullanımı ve anlamı hakkında şimdilik bu kadar bilgi paylaşmak istedim. Monopoly kavramının daha iyi anlaşılması için verdiğim örneklerin faydalı olacağını umuyorum. Herhangi bir sorunuz olursa, lütfen benimle paylaşmaktan çekinmeyin.