Minibar Nedir ve İngilizcesi Nasıl Söylenir?
“Minibar” kelimesi İngilizce’de “minibar” olarak telaffuz edilir. Minibar, genellikle otel odalarında veya evlerde bulunan, içerisinde çeşitli alkollü ve alkolsüz içecekler, atıştırmalıklar gibi ürünlerin bulunduğu küçük bir dolap veya buzdolabı anlamına gelir.
Minibar kelimesi İngilizce’de “mini” (küçük) ve “bar” (bar, içki dolabı) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Yani “mini bar” veya “küçük bar” anlamına gelir. Minibarlar, konukların ihtiyaçlarına hızlı ve kolay erişim sağlamak için tasarlanmış pratik çözümlerdir.
Minibarın İngilizcede Kullanımı
İngilizcede minibarlar genellikle şu şekilde kullanılır:
– The hotel room had a well-stocked minibar. (Otel odasında iyi dolu bir minibar vardı.)
– I helped myself to a soda from the minibar. (Minibardan bir gazoz aldım.)
– Don’t forget to check the minibar bill when you check out. (Çıkış yaparken minibar faturasını unutma.)
– The minibar prices were a bit high, so I decided not to use it. (Minibar fiyatları biraz yüksekti, bu yüzden kullanmamaya karar verdim.)
– The minibar was conveniently located right next to the bed. (Minibar, yatağın hemen yanında, çok uygun bir konumdaydı.)
Görüldüğü gibi, minibar kelimesi İngilizcede otel odalarındaki küçük içecek ve atıştırmalık dolaplarını tanımlamak için sıklıkla kullanılır. Cümlelerde “the minibar”, “a minibar” gibi ifadelerle kullanılır.
Minibarla İlgili Diğer İngilizce Kelimeler
Minibarla ilişkili diğer İngilizce kelimeler şunlardır:
– Mini-fridge: Minibarın bir başka adı olan “mini buzdolabı”
– In-room refrigerator: Odalardaki minibar/mini buzdolabı
– Refreshment center: Minibar ve içindeki içecek/atıştırmalıkların bulunduğu yer
– Snack bar: Minibar içindeki atıştırmalıklar
– Beverage selection: Minibar içindeki içecek seçenekleri
Bu kelimeler minibarla ilgili farklı kavramları ifade eder, ancak hepsi aynı anlamda kullanılabilir.
Örnek cümleler:
– I needed to store my medicine in the in-room refrigerator. (Ilacımı oda içindeki buzdolabında saklamam gerekiyordu.)
– The hotel’s refreshment center had a wide variety of drinks and snacks. (Otelin içecek ve atıştırmalık merkezi geniş bir ürün yelpazesine sahipti.)
– I helped myself to a small bag of chips from the snack bar in my room. (Odamdaki atıştırmalık barından bir paket cips aldım.)
Minibarın İngilizcede Eş Anlamlıları ve Zıt Anlamlıları
Minibarın İngilizcede eş anlamlısı “in-room refrigerator” veya “refreshment center” olarak kullanılabilir. Zıt anlamlısı ise “full-size refrigerator” (tam boy buzdolabı) olabilir, çünkü minibar daha küçük boyutlu bir dolaptır.
Örnek cümleler:
– I needed to chill my water bottle, so I put it in the in-room refrigerator. (Su şişemi soğutmam gerekiyordu, bu yüzden oda içi buzdolabına koydum.)
– The refreshment center in my hotel room had a good selection of snacks and beverages. (Otel odamdaki içecek ve atıştırmalık merkezi iyi bir ürün yelpazesine sahipti.)
– Since I was staying for a week, I wished the hotel room had a full-size refrigerator instead of just a minibar. (Bir hafta kalacağım için, otel odasında sadece minibar yerine tam boy bir buzdolabı olmasını isterdim.)
Görüldüğü üzere, minibar İngilizcede sıklıkla kullanılan ve otel odalarındaki küçük içecek/atıştırmalık dolaplarını tanımlayan bir kelimedir. İngilizce konuşanlar arasında yaygın bir şekilde anlaşılmaktadır.