Karışmak ingilizce, Karışmanın ingilizcesi nedir, İngilizce karışmak nasıl denir


Karışmak İngilizcede Nasıl Söylenir?

Karışmak kelimesinin İngilizce karşılığı “to interfere” veya “to get involved” şeklindedir. Bu kelime, bir işe, olaya ya da duruma dâhil olmak, karışmak, müdahale etmek anlamlarına gelmektedir. Telaffuzu ise /ˌɪntərˈfɪər/ şeklindedir.

Karışmak eylemi, bir kişinin veya durumun kendi işine ya da alanına dâhil olması, müdahale etmesi anlamına gelir. Örneğin, iki arkadaşın tartışmasına üçüncü bir kişinin karışması gibi. İngilizce’de bu durum “to interfere in an argument” şeklinde ifade edilir.

Karışmak İçin İngilizce Örnekler

Şimdi size “karışmak” eylemiyle ilgili bazı İngilizce cümle örnekleri sunayım:

1. I don’t want to interfere, but I think you should reconsider your decision. (Karışmak istemiyorum ama kararını yeniden düşünmelisin.)
2. The manager is always interfering in our work and telling us how to do our jobs. (Müdür her zaman işimize karışıyor ve bize işimizi nasıl yapmamız gerektiğini söylüyor.)
3. Please don’t interfere – I can handle this situation on my own. (Lütfen karışma, ben bu durumun üstesinden kendi başıma gelebilirim.)
4. I try not to interfere in my children’s lives, but sometimes I can’t help it. (Çocuklarımın hayatlarına karışmamaya çalışırım ama bazen kendimi tutamıyorum.)
5. The new employee is constantly interfering and trying to change the way we do things. (Yeni çalışan sürekli karışıyor ve işleri yapış şeklimizi değiştirmeye çalışıyor.)

Görüldüğü üzere “karışmak” eylemi, bir kişinin ya da durumun kendi alanına veya işine müdahale etmesi anlamına gelmektedir. İngilizcede bunu ifade etmek için “to interfere” ve “to get involved” kelimeleri kullanılır.

Karışmak ile İlgili İngilizce Kelimeler

Karışmak eylemiyle ilgili bazı İngilizce kelimeler şunlardır:

– Interfere (/ˌɪntərˈfɪər/) – Karışmak, müdahale etmek
– Involvement (/ɪnˈvɒlvmənt/) – Karışma, dâhil olma
– Meddle (/ˈmedl/) – Karışmak, burnunu sokmak
– Intrude (/ɪnˈtruːd/) – Zorla karışmak, girişmek
– Intervene (/ˌɪntərˈviːn/) – Araya girmek, müdahale etmek

Bu kelimelerle örnek cümleler:

1. The manager’s constant interference is making it difficult for us to do our jobs. (Müdürün sürekli karışması işimizi yapmamızı zorlaştırıyor.)
2. I try to avoid getting involved in office politics. (Ofis siyasetine karışmaktan kaçınmaya çalışırım.)
3. Please don’t meddle in my personal affairs. (Lütfen özel işlerime karışma.)
4. The teacher had to intervene when the students started arguing. (Öğrenciler tartışmaya başlayınca öğretmen araya girmek zorunda kaldı.)
5. I don’t want to intrude, but I think you should talk to your boss about this issue. (Karışmak istemiyorum ama bu konuyla ilgili patronunla konuşman gerektiğini düşünüyorum.)

Özetle, “karışmak” anlamındaki İngilizce kelimeler genellikle olumsuz bir anlam taşımaktadır. Kişinin kendi alanı dışındaki bir işe, olaya ya da duruma müdahale etmesi, karışması anlamına gelmektedir. Bu nedenle bu kelimeleri kullanırken dikkatli olmak gerekir.