Almanca’da “İtiraz” Nasıl Denir?
Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle Almanca’da “itiraz” kavramının nasıl ifade edildiğini inceleyeceğiz. Almanca’da “itiraz” anlamına gelen kelime “der Einwand” dir. Bu kelime, bir fikre, karara veya eyleme karşı çıkma, onaylamama anlamına geliyor.
“Der Einwand” kelimesinin telaffuzu şöyledir: [daɐ ˈaɪnvant]. Burada “ei” sesi “ay” gibi okunur ve “d” harfi yumuşak bir şekilde telaffuz edilir.
Peki, Almanca’da “itiraz etmek” nasıl denir? Buna karşılık gelen fiil “einwenden” dir. Yani “ein” ön eki ile “wenden” fiilinin birleşiminden oluşuyor. Örneğin, “Er wandte gegen den Vorschlag ein” cümlesinde “einwenden” fiili “itiraz etmek” anlamında kullanılmış.
Almanca’da “İtiraz” İle İlgili Örnek Cümleler
Hadi şimdi size “itiraz” kavramının Almanca’daki kullanımına dair birkaç örnek cümle göstereyim:
1. Die Anwältin erhob Einwand gegen das Urteil des Richters. (Avukat, hâkimin kararına itiraz etti.)
2. Meine Eltern hatten Einwände gegen meine Heiratspläne. (Ebeveynlerimin evlenme planlarıma itirazları vardı.)
3. Der Vorstand äußerte Einwände gegen die Umstrukturierung. (Yönetim kurulu, yeniden yapılanmaya itiraz etti.)
4. Ich habe keinen Einwand gegen Ihren Vorschlag. (Önerinize karşı bir itirazım yok.)
5. Die Partei legte Einspruch gegen die Entscheidung der Wahlkommission ein. (Parti, seçim komisyonunun kararına itiraz etti.)
Gördüğünüz gibi, “itiraz” kavramı Almanca’da “der Einwand” ve “einwenden” kelimeleri ile ifade ediliyor. Cümlelerde de görüldüğü üzere, “itiraz etmek” anlamındaki “einwenden” fiili çeşitli durumlarda kullanılabiliyor.
Almanca’da “İtiraz” İle İlgili Kelimeler
Peki, “itiraz” kavramıyla ilişkili olarak Almanca’da başka hangi kelimeler kullanılıyor? Birkaç örnek verelim:
– der Protest (protesto)
– der Widerspruch (itiraz, karşı çıkma)
– die Beschwerde (şikayet)
– opponieren (karşı çıkmak)
– ablehnen (reddetmek)
– beanstanden (itiraz etmek)
Bu kelimeler, “itiraz” anlamına gelen “der Einwand” kavramıyla yakından ilişkili. Örneğin, “Der Kunde erhob Beschwerde über den Service” cümlesinde “die Beschwerde” kelimesi “şikayet, itiraz” anlamında kullanılmış.
Almanca’da “İtiraz” İle İlgili Daha Fazla Örnek
Sevgili öğrenciler, “itiraz” kavramının Almanca’daki kullanımına dair size daha fazla örnek vermek istiyorum:
6. Die Gewerkschaft legte Einspruch gegen die geplante Werksschließung ein. (Sendika, planlanan fabrika kapanışına itiraz etti.)
7. Trotz aller Einwände stimmte der Gemeinderat dem Bauprojekt zu. (Tüm itirazlara rağmen belediye meclisi yapı projesini onayladı.)
8. Ich habe Einwände gegen Ihre Argumente, da sie nicht stichhaltig sind. (Argümanlarınıza itirazım var, çünkü ikna edici değiller.)
9. Die Anwohner erhoben Einspruch gegen den geplanten Straßenausbau. (Mahalle sakinleri, planlanan yol genişletme projesine itiraz etti.)
10. Der Richter wies den Einwand der Verteidigung zurück. (Hakim, savunmanın itirazını reddetti.)
Görüldüğü gibi, “itiraz” kavramı Almanca’da çok çeşitli bağlamlarda kullanılabiliyor. Umarım bu örnekler size yardımcı olmuştur. Eğer başka sorularınız varsa, lütfen sormaktan çekinmeyin!