İngilizce lokantada kullanılan cümleler, restoranda kullanılan İngilizce cümleler, İngilizce yemek cümleleri, lokantada İngilizce konuşma kalıpları gibi temel bazı cümlelerden örnekler vereceğiz.
Table of Contents
İngilizce restoranda lokantada kullanılan cümleler ve konuşma kalıpları
Bu dersimizde lokantalarda restoranlarda en çok kullanılan İngilizce cümlelere ve konuşma kalıplarına yer vereceği değerli İngilizce öğrencileri. İngilizce, dünya çapında yaygın bir dil olduğu için, farklı ülkelerde seyahat ederken veya uluslararası müşterilerle çalışırken İngilizce bilmek büyük bir avantaj sağlar. Lokantada kullanılan İngilizce ifadeleri bilmek, herhangi bir yemek yeme deneyimini daha rahat ve keyifli hale getirebilir.
Yemek kültürleri, bir ülkenin veya bölgenin kültürel zenginliğinin önemli bir parçasıdır. Menüleri anlamak ve yerel yemekleri sipariş edebilmek, o kültürü daha iyi anlamanıza ve deneyimlemenize olanak tanır. Yabancı bir ülkede veya kültürde, iletişim kurabilme yeteneği özgüveninizi artırır ve bağımsız hareket etme olanağınızı genişletir. Lokantada sipariş verebilme, öneri isteme veya yiyecekler hakkında sorular sorma gibi basit görevler bile, kendinizi daha güvende ve rahat hissetmenizi sağlar.
Özellikle turizm, otelcilik veya uluslararası iş dünyasında çalışıyorsanız, İngilizce lokanta cümlelerini bilmek profesyonel becerilerinizi geliştirir.
Lokantada restoranda kullanılan İngilizce cümleler ve konuşma kalıpları
Affedersiniz burası boş mu?
Excuse me, is this seat free?
(İkskyuz’ mi iz diz siit fri?)
Üç kişilik bir yeriniz var mı?
Have you got a table for 3 people?
(Hev yu gat e teybil for tripi’pil?)
Biz saat 8 için beş kişilik bir masa ayırtmıştık.
We’ve had a table for 5 people reserved for 8 p.m.
(Vi hev hed e teybil for fayf pipil rizirvd for eyt piem.)
Garson!
Excuse me, Waiter.
(İkskyuz’ mi, veytir.)
Bir şeyler yemek istiyorum.
I would like to eat something.
(Ay vuld layk tu iit samting.)
Yemek listesini getirin lütfen!
Please, bring me the menü.
(Pliyz bring mi di menyu.)
Bir şeyler içmek istiyorum, içecek listesini getirin lütfen.
I would like to drink something, please bring me the Drinklist.
(Ay’d layk tu drink samting, pliyz bring mi di drinklast.)
Çocuk menünüz var mı?
Have you got a menü for Children.
(Hev yu gat e menyu for çıldırın.)
Bana tavsiye edebileceğiniz bir yemek var mı?
Is there any dish you can recommend?
(İz dher eni diş yu ken rekimend?)
Bunu ben ısmarladım.
I didn’t order this.
(Ay did’nt order dis.)
Yanlışlık yaptınız!
You made a mistake.
(Yu meyd e misteyk.)
Balık taze değil.
The fish is not fresh.
(Dı fiş iz nat freş.)
Yemek öncesi bana çorba getirin lütfen.
Can I have a soup as a starter.
(Ken Ay hev e sup es e startır.)
Bana lütfen tavuk getirin.
Please, bring me a chicken.
(Pliyz bring mi e çikın.)
Bizim acelemiz var daha ne kadar sürer
We are in a hurry, how long will it take?
(Vi ar in e hari, hav long vil it teyk?)
Eti tam kızartılmış istiyorum.
I would like to have the meat well-done.
(Ay’d layk tu hev dı mit vel – dan.)
Ne zaman kahvaltı yapabiliriz?
When do you serve breakfast?
(Ven du yu sir’vid brekfast?)
Bana yağsız bir parça getirin.
Will you bring me lean meat.
(Vil yu bring mi liinmit.)
Lütfen bir bardak su getirin?
Will you bring me a glass of water, please?
(Vil yu bring mi e glas of voti, pliyz?)
Garson bey bu yemek soğuk!
Waiter, this food is cold.
(Veytır, dis fud is kold.)
Yemek çok ekşi.
The food is off.
(Di fud is of.)
Yemek çok yağlı
The food is very oily.
(Dı fud iz veri oyli.)
Bunu yiyemem.
I can not eat this.
(Ay kant iit dis.)
Burada güzel bir Restoran var mı?
İs there a good Restaurant here?
(İz der e gud Restoran hîîr?)
Burada ucuz bir Restoran var mı?
Is there a cheap Restaurant here?
(İz der e çiip Restoran hîîr?)
Burada otelde yemek yenirmi?
Can you eat here in the Hotel?
(Ken yu it hiir in di Hotel?)
Yemek salonunuz nerede?
Where is your Dningroom?
(ver iz yör Dayning rom?)
Ne zaman kahvaltı yapabiliriz?
When is breakfast served?
(ven iz brekfast sir’vid?)
Saat 20 için beş kişilik bir masa ayırın lütfen.
Please, book a table for 5 at 8 pm.
(Pliyz buk e teybıl for fayf et eytpiem.)
Bize hemen ne getirebilirsiniz?
What can you bring us immeditely?
(hwat ken yu bring as imi’diyitli.)
Yemek olarak Roastbeef alayım.
For the maindish I will have roastbeef.
(For the meyndiş Ay vil hev Rostbif.)
Biraz sirke getiriniz lütfen!
Can you bring me some Vinegar please!
(Ken yu bring me sam vin’igir!)
Bana bir peçete verirmisiniz?
Can you give me a serviette?
(Ken yu giv mi e sirviyet?)
Burada bir çatal eksik!
One fork is missing.
(Van fork iz missing.)
Burada bir kaşık eksik!
One spoon is missing.
(Van spun iz missing.)
Burada bir bıçak eksik!
One knife is missing (Van hayf iz missing.)
Burada bir bardak eksik!
One glass is missing.
(Van glas iz missing.)
Bana başka bir kaşık getirin lütfen!
Please, bring me another spoon.
(Pliyz, bring me enadir spun.)
Lütfen şunu geri alın!
Can you take it back.
(Ken yu teyk it bek.)
Bize bir porsiyon omlet getirin Lütfen.
Will you bring me one portion of omelet, please.
(Vil yu bring mi van porsiyon of omlet, pliyz.)
Yemeğiniz çok güzeldi.
The food was excellent.
(Di fud vas ekselmt.)
Hesabı getirin lütfen.
The bill, please.
(Di bill, pliyz.)
Hepsi beraber lütfen.
All together please.
(O! tugedir pliyz.)
Herkes kendi ödeyecek.
We’ll pay seperately.
(Vi’l pey sepereytli.)
Hesapta bir hata var!
There is a mistake on the bill.
(Der iz e misteyk on di bil.)
Bunu biz almadık.
We didn’t have this.
(Vi didint hev dis.)
Bende patates vardı.
I had potatoes.
(Ay hed pateytos.)
Hepsi ne kadar tuttu?
How much is it all together?
(Hav maç iz it ol tugedir?)
Teşekkür ederim üstü kalsın.
Thank you, keep the change.
(Tenk yu, kiip dı çeync.)
İngilizce yemek sipariş etme cümleleri
işte İngilizce lokantada yemek siparişi verirken kullanabileceğiniz 30 farklı cümle:
“I’d like to start with some appetizers, please.”
“Lütfen başlangıç olarak bazı meze sipariş etmek istiyorum.”
“Could I see the menu, please?”
“Menüyü görebilir miyim, lütfen?”
“What do you recommend from the menu?”
“Menüden ne önerirsiniz?”
“I’ll have the Caesar salad, please.”
“Lütfen Caesar salatası alacağım.”
“Can I get this dish without onions?”
“Bu yemeği soğansız alabilir miyim?”
“What are the vegetarian options?”
“Vejetaryen seçenekleri nelerdir?”
“Is this dish spicy?”
“Bu yemek baharatlı mı?”
“I’m allergic to nuts. Does this contain nuts?”
“Fındığa alerjim var. Bu içinde fındık var mı?”
“Can you make this dish gluten-free?”
“Bu yemeği glütensiz yapabilir misiniz?”
“I would like to order the grilled chicken, please.”
“Izgara tavuk sipariş etmek istiyorum, lütfen.”
“Can I have a glass of water, please?”
“Bir bardak su alabilir miyim, lütfen?”
“Do you have any vegan dishes?”
“Vegan yemekleriniz var mı?”
“I’ll have the daily special, please.”
“Günlük özel yemeği alacağım, lütfen.”
“Could I have the steak medium rare?”
“Bifteği az pişmiş alabilir miyim?”
“Can we get some extra bread, please?”
“Ekstra ekmek alabilir miyiz, lütfen?”
“I’d like my coffee black, please.”
“Kahvemi sade istiyorum, lütfen.”
“Could we have some more napkins?”
“Biraz daha peçete alabilir miyiz?”
“I’m not ready to order yet. Can I have a few more minutes?”
“Henüz sipariş vermeye hazır değilim. Birkaç dakika daha alabilir miyim?”
“Can I have the bill, please?”
“Hesabı alabilir miyim, lütfen?”
“Do you have a kids’ menu?”
“Çocuk menünüz var mı?”
“Can I have this to go, please?”
“Bunu paket yapabilir misiniz, lütfen?”
“I’d like to order a side of fries, please.”
“Yanında patates kızartması sipariş etmek istiyorum, lütfen.”
“Could I substitute the salad for soup?”
“Salatayı çorba ile değiştirebilir miyim?”
“I’d like a table by the window, please.”
“Lütfen pencere kenarında bir masa istiyorum.”
“Is this made with fresh ingredients?”
“Bu taze malzemelerle mi yapıldı?”
“Can I have a refill on my coffee?”
“Kahvemi yeniden doldurabilir misiniz?”
“What’s the soup of the day?”
“Günün çorbası nedir?”
“Can you hold the dressing on the salad?”
“Salatadaki sosu alabilir misiniz?”
“How long will the order take?”
“Sipariş ne kadar sürecek?”
“Do you offer any desserts?”
“Tatlı seçenekleriniz var mı?”
Bu cümleler, çeşitli yemek siparişi durumlarını kapsar ve lokantada rahatça sipariş vermenizi sağlar.
İngilizce restoranda kullanılabilecek farklı cümle örnekleri
işte İngilizce lokantada kullanabileceğiniz 30 farklı cümle:
- Can I see the menu, please? – Menüyü görebilir miyim, lütfen?
- What do you recommend? – Ne önerirsiniz?
- I’d like to make a reservation for two. – İki kişilik bir rezervasyon yapmak istiyorum.
- Could I have the wine list? – Şarap listesini alabilir miyim?
- What are today’s specials? – Bugünün özel yemekleri neler?
- I’m allergic to nuts. – Fındığa alerjim var.
- Can we have some more bread, please? – Lütfen biraz daha ekmek alabilir miyiz?
- Could you please bring the check? – Hesabı getirir misiniz, lütfen?
- I would like my steak medium rare. – Bifteğimi az pişmiş istiyorum.
- Do you have any vegetarian dishes? – Vejetaryen yemekleriniz var mı?
- Is this dish spicy? – Bu yemek baharatlı mı?
- Can I have a glass of water, please? – Bir bardak su alabilir miyim, lütfen?
- We would like to order now. – Şimdi sipariş vermek istiyoruz.
- Can I have this to go? – Bunu paket yapabilir misiniz?
- I didn’t order this. – Bunu ben sipariş etmedim.
- This is not what I expected. – Bu, beklediğim gibi değil.
- Can we get an extra plate? – Ekstra bir tabak alabilir miyiz?
- How long will the food take? – Yemeğin hazırlanması ne kadar sürer?
- Can you heat this up a bit? – Bunu biraz ısıtır mısınız?
- This table is fine, thank you. – Bu masa iyidir, teşekkürler.
- Could we have a bigger table? – Daha büyük bir masa alabilir miyiz?
- I think there’s a mistake in the bill. – Sanırım faturada bir hata var.
- Can you split the bill, please? – Hesabı bölebilir misiniz, lütfen?
- Do you accept credit cards? – Kredi kartı kabul ediyor musunuz?
- Could I have some more sauce, please? – Lütfen biraz daha sos alabilir miyim?
- Is there a dress code? – Kıyafet kodu var mı?
- Can I change my order? – Siparişimi değiştirebilir miyim?
- What is the soup of the day? – Günün çorbası nedir?
- Can you recommend a local dish? – Yerel bir yemek önerebilir misiniz?
- I’m gluten intolerant. – Glutene karşı intoleransım var.
Bu cümleler, lokantada sipariş verirken, yemek seçerken veya hizmetle ilgili taleplerde bulunurken kullanılabilir.
İngilizce konuşma kalıplarını da sayenizde öğrenmiş olduk walla süpersiniz yaw:D
aynen