İlgilenmek – To Be Interested
“İlgilenmek” kelimesi İngilizcede “to be interested” olarak karşılık bulur. Bu kelime, bir kişinin bir konuya, etkinliğe veya duruma karşı duyduğu merak, dikkat ve isteklilik halini ifade eder. Yani bir şeyle ilgilenmek, o şey hakkında bilgi edinmek, onu takip etmek ve o konuda aktif olmak anlamına gelir.
İlgilenmek, günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız bir kavramdır. İş, hobiler, kişiler, olaylar veya fikirler hakkında ilgilenebiliriz. İlgilendiğimiz konular bize zevk verir, bizi motive eder ve öğrenmemize yardımcı olur.
İngilizce’de “to be interested” kalıbı, bir kişinin bir şeyle ilgilendiğini, o konuya meraklı olduğunu veya o konuda aktif olduğunu gösterir. Bu kalıp, farklı yapılarda kullanılabilir:
– I am interested in learning a new language.
– She is very interested in art and attends exhibitions regularly.
– Are you interested in joining our book club?
– He has always been interested in politics and current affairs.
Ayrıca “to take an interest in” kalıbı da “ilgilenmek” anlamında kullanılır:
– She took an interest in gardening after retiring.
– The teacher took a keen interest in her students’ progress.
– I’ve taken a real interest in photography lately.
İlgilenmenin Eş Anlamlıları
“İlgilenmek” kavramının İngilizcede birkaç eş anlamlısı bulunmaktadır:
– To be fascinated by
– To be passionate about
– To be keen on
– To be enthusiastic about
– To be absorbed in
– To be engrossed in
Bu eş anlamlı kelimeler, kişinin bir konuya duyduğu güçlü ilgi ve merakı daha da vurgular. Örneğin:
– She is fascinated by ancient history.
– He is passionate about protecting the environment.
– I’m keen on trying new recipes in the kitchen.
– She is enthusiastic about learning how to play the guitar.
– He is completely absorbed in his work.
– The students were engrossed in the professor’s lecture.
İlgilenmenin Zıt Anlamlıları
“İlgilenmek” kavramının zıt anlamları ise şunlardır:
– To be indifferent to
– To be uninterested in
– To be disinterested in
– To be apathetic about
– To be unconcerned with
Bu zıt anlamlı kelimeler, kişinin bir konuya karşı ilgisiz, kayıtsız veya umursamaz olduğunu ifade eder. Örneğin:
– She is completely indifferent to politics.
– I’m uninterested in sports and prefer to read books.
– The politician seemed disinterested in the concerns of the local community.
– He is apathetic about environmental issues and doesn’t recycle.
– She is unconcerned with her grades and doesn’t study much.
İlgilenmekle İlgili İngilizce Örnekler
Aşağıda “ilgilenmek” kavramını içeren bazı İngilizce cümle örnekleri ve Türkçe karşılıkları bulunmaktadır:
– Sarah is really interested in learning how to play the piano. (Sarah piyanoda çalmayı öğrenmeye gerçekten ilgi duyuyor.)
– Are you interested in joining our hiking club? (Yürüyüş kulübümüze katılmaya ilgin var mı?)
– He’s always been interested in politics and current affairs. (O her zaman politika ve güncel olaylarla ilgilenmiştir.)
– I’m not particularly interested in fashion or shopping. (Moda veya alışverişle özellikle ilgilenmiyorum.)
– The students seemed very interested in the teacher’s presentation. (Öğrenciler öğretmenin sunumuna çok ilgili görünüyorlardı.)
– She took a keen interest in learning about different cultures during her travels. (Seyahatleri sırasında farklı kültürler hakkında öğrenmeye büyük ilgi duydu.)
Görüldüğü üzere “ilgilenmek” kavramı, günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız ve çeşitli bağlamlarda karşımıza çıkan bir kelimedir. İngilizce’de “to be interested” ve “to take an interest in” kalıpları ile ifade edilir ve kişinin bir konuya duyduğu ilgi, merak ve istekliliği yansıtır.