Gülmek ingilizce, Gülmenin ingilizcesi nedir, İngilizce gülmek nasıl denir


Gülmek İngilizce: “To Laugh”

İngilizce’de “gülmek” anlamına gelen kelime “to laugh”tır. Telaffuzu [tə lɑːf] şeklindedir. “To laugh” fiili, bir insanın mutluluk, sevinç veya eğlence hissi nedeniyle ağzını açıp ses çıkarmasını ifade eder.

İngilizce’de “gülmek” fiili, günlük konuşma dilinde sıklıkla kullanılır. Özellikle komik bir durumla karşılaşıldığında, bir şakaya güldüğümüzde ya da bir mizahi içerikle karşılaştığımızda “to laugh” fiilini kullanırız. Örneğin:

– I laughed so hard when I saw that funny video online. (O komik videoyu görünce çok güldüm.)
– She couldn’t stop laughing at the comedian’s jokes. (Komedyenin şakalarına gülmekten duramadı.)
– Let’s have a good laugh and forget our troubles for a while. (Haydi biraz gülelim ve dertlerimizi bir süreliğine unutalım.)

“To laugh” fiili, İngilizce dilbilgisinde hem geçişli hem de geçişsiz olarak kullanılabilir. Yani hem bir nesneyi alabilir hem de nesnesiz kullanılabilir. Ayrıca “to laugh at” yapısı da yaygın olarak kullanılır ve bir şeye/birine gülmeyi ifade eder.

Gülmenin İngilizcesi: “Laughter”

Gülme eylemi için İngilizce’de “laughter” kelimesi kullanılır. Telaffuzu [ˈlæftər] şeklindedir. “Laughter” gülme sesini, gülme eylemini veya gülme hissini ifade eder.

“Laughter” kelimesini cümlelerde şu şekilde kullanabiliriz:

– The audience’s laughter filled the room. (Seyircilerin gülüşleri odayı doldurdu.)
– Her infectious laughter made everyone smile. (Onun bulaşıcı gülüşü herkesi güldürdü.)
– I love the sound of children’s laughter. (Çocukların gülüşlerinin sesini seviyorum.)
– The boss’s laughter at the joke put everyone at ease. (Patronun şakaya gülmesi herkesin rahatlamasını sağladı.)

“Laughter” kelimesi aynı zamanda “gülme” anlamında da kullanılabilir. Örneğin:

– Laughter is the best medicine. (Gülmek en iyi ilaçtır.)
– She couldn’t control her laughter. (Gülmesine engel olamadı.)
– His constant laughter was starting to annoy me. (Sürekli gülmesi beni rahatsız etmeye başlıyordu.)

İngilizce’de Gülme İfadeleri

İngilizce’de gülmeyi ifade eden çeşitli deyimler ve kalıp ifadeler de bulunur. Bunlara örnekler verelim:

– Haha! (Haha!)
– Hehe! (Hehe!)
– LOL (Laughing out loud – Yüksek sesle gülmek)
– ROFL (Rolling on the floor laughing – Yerde yuvarlanarak gülmek)
– LMAO (Laughing my ass off – Çok fazla gülmek)
– Giggle (Kıkırdamak)
– Chuckle (Sessizce gülmek)
– Guffaw (Yüksek sesle kahkaha atmak)

Bu ifadeleri cümlelerde şöyle kullanabiliriz:

– “Haha! That joke was so funny!” (Haha! O şaka çok komikti!)
– “I couldn’t stop giggling during the movie.” (Filmdeki o sahneye kıkırdamaktan duramadım.)
– “When he told that story, the whole room erupted in laughter.” (O hikayeyi anlatınca, oda kahkahalarla doldu.)
– “LMAO at your silly dance moves!” (Aptal dans hareketlerine çok güldüm!)

Görüldüğü gibi İngilizce’de “gülmek” ve “gülme” kavramları için birçok kelime ve ifade kullanılmaktadır. Bunları doğru bağlamda ve doğru şekilde kullanmak, İngilizce konuşma becerinizi geliştirecektir.