Gökdelen: İngilizce Karşılığı ve Kullanımı
Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlerle “gökdelen” kelimesinin İngilizce karşılığını ve kullanımını detaylı bir şekilde paylaşacağım. Bu kelime, günlük hayatımızda sıklıkla karşılaştığımız ve önemli bir yere sahip olan bir kavram. Hadi başlayalım!
Gökdelen İngilizce Karşılığı: Skyscraper
“Gökdelen” kelimesinin İngilizce karşılığı “skyscraper”dır. Skyscraper, gökyüzüne doğru yükselen, çok katlı ve büyük ölçekli bir bina anlamına gelir. Genellikle ticari, ofis veya konut amaçlı olarak kullanılan bu yapılar, modern şehir mimarisinin en önemli unsurlarından biridir.
Skyscraper kelimesinin telaffuzu /ˈskaɪˌskræpər/ şeklindedir. Yani “sky” (gökyüzü) ve “scraper” (kazıyıcı, kazıyan) kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Bu isim, binanın gökyüzüne doğru yükselen, göz kamaştırıcı yapısını vurgulamaktadır.
Skyscraper Kullanımı ve Örnekler
Skyscraper kelimesini cümle içerisinde çeşitli şekillerde kullanabiliriz. Aşağıda bazı örnekler bulabilirsiniz:
– The new skyscraper in the city center is 50 floors high. (Şehir merkezindeki yeni gökdelen 50 katlı.)
– She works on the 35th floor of the skyscraper. (O, gökdelenin 35. katında çalışıyor.)
– Tourists love to take pictures of the famous skyscrapers in New York City. (Turistler New York City’deki ünlü gökdelenlerin fotoğraflarını çekmeyi sever.)
– The architect designed a modern skyscraper with a unique glass facade. (Mimar, benzersiz cam cepheli modern bir gökdelen tasarladı.)
– As the sun sets, the skyscrapers in the financial district light up the skyline. (Güneş batarken, finans bölgesindeki gökdelenler gökyüzünü aydınlatıyor.)
Görüldüğü üzere, skyscraper kelimesi genellikle yüksek, çok katlı binalar ve şehir manzaraları bağlamında kullanılmaktadır. Cümle içerisindeki konumu ve kullanımı, kelimenin anlamını güçlendirmekte ve okuyucuya daha somut bir fikir vermektedir.
Skyscraper Kelimesinin Eş Anlamlıları ve Zıt Anlamlıları
Skyscraper kelimesinin İngilizcede bazı eş anlamlıları bulunmaktadır. Bunlar arasında “high-rise”, “tower” ve “high-rise building” sayılabilir. Örneğin:
– The new high-rise in the financial district is 80 stories tall. (Finans bölgesindeki yeni yüksek bina 80 katlı.)
– The Burj Khalifa in Dubai is the tallest tower in the world. (Dubai’deki Burj Khalifa dünyanın en yüksek kulesi.)
– The company moved its offices to a modern high-rise building. (Şirket ofislerini modern bir yüksek binaya taşıdı.)
Diğer yandan, skyscraper kelimesinin zıt anlamlısı olarak “low-rise building” (alçak bina) veya “single-story building” (tek katlı bina) gibi ifadeler kullanılabilir.
– The new neighborhood consists of low-rise residential buildings. (Yeni mahalle, alçak katlı konut binalarından oluşuyor.)
– This small town has mostly single-story buildings, not skyscrapers. (Bu küçük kasabada çoğunlukla tek katlı binalar var, gökdelenler değil.)
Görüldüğü üzere, skyscraper kelimesi yükseklik, çok katlılık ve modern şehir mimarisi kavramlarını çağrıştırmaktadır. İngilizce öğrenirken bu kelimenin kullanımını ve eş/zıt anlamlılarını iyi kavramak önemlidir.