Endişeli ingilizce, Endişelinin ingilizcesi nedir, İngilizce endişeli nasıl denir


Endişeli İngilizce: “Anxious English”

“Anxious” kelimesi İngilizcede “endişeli, kaygılı, huzursuz” anlamlarına gelmektedir. Kelime telaffuzu /ˈæŋkʃəs/ şeklindedir. Günlük konuşmalarda sıklıkla kullanılan bu kelime, kişinin endişeli, gergin veya huzursuz bir ruh halini yansıtır.

İngilizce konuşurken “anxious” kelimesini kullanmak, konuşmacının o an içinde bulunduğu duygusal durumu ifade etmek için etkili bir yöntemdir. Örneğin;

“I’m feeling a bit anxious about the job interview tomorrow.” (İş görüşmesi için biraz endişeliyim.)
“She was anxious to get home before the storm hit.” (Fırtına vurmadan önce eve varmak için endişeliydi.)
“The students were anxious about their exam results.” (Öğrenciler sınav sonuçları için endişelilerdi.)

Burada “anxious” kelimesi, konuşmacının içinde bulunduğu endişeli, gergin veya huzursuz ruh halini açıkça ortaya koymaktadır. İngilizce konuşurken, “anxious” kelimesini doğru bir şekilde kullanmak, duyguları ifade etmek açısından önemlidir.

Endişeli İngilizce Kullanımı

“Anxious” kelimesi, İngilizcede farklı dilbilgisi yapılarında da kullanılabilir. Aşağıdaki örneklerde görüleceği üzere, “anxious” sıfat, isim ve zarf olarak karşımıza çıkabilir:

Sıfat olarak kullanımı:
“She was an anxious person who worried a lot.” (O, çok endişelenen kaygılı bir kişiydi.)
“The anxious students waited nervously for their exam results.” (Endişeli öğrenciler sınav sonuçları için sinirli bir şekilde bekliyorlardı.)

İsim olarak kullanımı:
“Her anxiety about the job interview was evident.” (İş görüşmesi için duyduğu endişesi açıktı.)
“The anxious in the waiting room were growing impatient.” (Bekleme odasındaki endişeliler sabırsızlanmaya başladı.)

Zarf olarak kullanımı:
“She anxiously checked her phone for any updates.” (Telefonunu endişeli bir şekilde güncellemelere bakıyordu.)
“He answered the questions anxiously, hoping to get them right.” (Soruları endişeli bir şekilde cevapladı, doğru cevaplamayı umuyordu.)

Görüldüğü üzere, “anxious” kelimesi İngilizcede çok yönlü bir kullanıma sahiptir. Konuşmacının içinde bulunduğu endişeli, kaygılı veya huzursuz ruh halini etkili bir şekilde yansıtmak için kullanılabilir.

Endişeli İngilizce Örnek Cümleler

Aşağıdaki örneklerde “anxious” kelimesinin günlük hayatta nasıl kullanıldığını görebilirsiniz:

1. The anxious passenger kept checking the departure board for any flight delays. (Endişeli yolcu, uçuş gecikmelerini kontrol etmek için sürekli gidiş panosu’na bakıyordu.)

2. She was anxious about meeting her boyfriend’s parents for the first time. (Erkek arkadaşının ailesiyle ilk kez tanışmak için endişeliydi.)

3. The anxious dog waited by the door, hoping its owner would return soon. (Endişeli köpek, sahibinin yakında geri döneceğini umarak kapının yanında bekliyordu.)

4. He was anxious to finish his work before the deadline. (İşini son teslim tarihinden önce bitirmek için endişeliydi.)

5. The anxious team waited nervously for the judge’s final decision. (Endişeli takım, hakemin nihai kararını sinirli bir şekilde bekliyordu.)

6. She felt anxious about the upcoming job interview and wanted to prepare thoroughly. (Yaklaşan iş görüşmesi için endişeliydi ve kapsamlı bir şekilde hazırlanmak istiyordu.)

7. The anxious mother paced back and forth, waiting for her child to come home. (Endişeli anne, çocuğunun eve gelmesini beklerken ileri geri yürüyordu.)

8. He was anxious to get a good grade on the exam and studied hard for it. (Sınavdan iyi bir not almak için endişeliydi ve sınav için çok çalıştı.)

9. The anxious crowd waited in anticipation for the concert to begin. (Endişeli kalabalık, konserin başlamasını heyecanla bekliyordu.)

10. She was anxious to hear back from the university about her application. (Üniversiteye yaptığı başvuru hakkında geri dönüş alabilmek için endişeliydi.)

Bu örnekler, “anxious” kelimesinin günlük konuşmalarda nasıl kullanıldığını ve kişinin içinde bulunduğu endişeli, kaygılı veya huzursuz ruh halini nasıl yansıttığını göstermektedir.

İlgili Kelimeler ve Kullanımlar

“Anxious” kelimesinin İngilizce’deki eş anlamlıları ve zıt anlamlıları şunlardır:

Eş anlamlılar:
– Worried (endişeli)
– Nervous (sinirli)
– Apprehensive (kaygılı)
– Uneasy (huzursuz)
– Tense (gergin)

Zıt anlamlılar:
– Calm (sakin)
– Relaxed (rahat)
– Confident (kendinden emin)
– Composed (kontrollü)
– Untroubled (kaygısız)

Örnek cümleler:

– She was worried/nervous/apprehensive about the job interview. (İş görüşmesi için endişeliydi/sinirli/kaygılıydı.)
– He was uneasy/tense about the upcoming exam. (Yaklaşan sınav için huzursuzdu/gergiliydi.)
– After the good news, she felt calm/relaxed/confident. (İyi haber aldıktan sonra sakin/rahat/kendinden emindi.)
– The composed audience waited patiently for the performance to begin. (Kontrollü seyirci, performansın başlamasını sabırla bekliyordu.)

Görüldüğü üzere, “anxious” kelimesi ve eş/zıt anlamlıları, kişinin duygusal durumunu ifade etmek için İngilizce konuşmalarda sıklıkla kullanılmaktadır. Doğru kullanımı, konuşmacının düşüncelerini ve hislerini etkin bir şekilde yansıtmayı sağlar.