El ele tutuşmak ingilizce, El ele tutuşmanın ingilizcesi nedir, İngilizce el ele tutuşmak nasıl denir


El ele Tutuşmak: “Holding Hands” İngilizcesi

Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle “el ele tutuşmak” kavramının İngilizce karşılığı olan “holding hands” hakkında konuşacağız. Bu sevgi ve yakınlık göstergesinin İngilizce dilindeki kullanımını ve örneklerini inceleyeceğiz.

“Holding hands” yani el ele tutuşmak, iki kişinin ellerini birbirine kenetleyerek yürümesi veya bir arada durması anlamına geliyor. Bu jest, sevgi, güven ve bağlılık duygularını ifade etmek için sıklıkla kullanılır. Özellikle romantik ilişkilerde, sevgililerin el ele tutuşması oldukça yaygındır.

Peki, “holding hands” İngilizcesi nasıl kullanılır? Hadi birkaç örnek cümle inceleyelim:

– They were holding hands as they walked down the street. (Sokakta yürürken el ele tutuştular.)
– My partner and I always hold hands when we go out together. (Sevgilimle dışarı çıkarken her zaman el ele tutarız.)
– Holding hands is a simple way to show affection in public. (El ele tutuşmak, kamusal alanda sevgi göstermek için basit bir yoldur.)
– The young couple sat on the park bench, holding hands and gazing into each other’s eyes. (Genç çift, park bankında el ele tutunarak birbirlerine bakıyorlardı.)
– When I’m feeling scared, holding my mom’s hand makes me feel safe. (Korktuğum zamanlarda annemin elini tutmak bana güvenli hissettiriyor.)

Görüldüğü gibi “holding hands”, ilişkilerdeki yakınlığı, sevgiyi ve güveni ifade etmek için sıklıkla kullanılan bir İngilizce deyim. Günlük hayatta da sıkça karşılaşabileceğiniz bu kavramı artık daha iyi anladığınızı umuyorum.

İlgili İngilizce Kelimeler ve Kullanımları

Şimdi de “holding hands” kavramıyla ilişkili bazı İngilizce kelimeleri ve örneklerini inceleyelim:

– Clasp: El sıkışmak, elini tutmak. Örnek: She clasped his hand tightly. (Elini sıkıca tuttu.)
– Grasp: Kavramak, sıkıca tutmak. Örnek: He grasped her hand in his. (Elini kendi elinde sıkıca tuttu.)
– Intertwine: Birbirine dolanmak, iç içe geçmek. Örnek: Their fingers intertwined as they held hands. (Ellerini birbirine doladılar.)
– Entwine: Birbirine dolanan, iç içe geçen. Örnek: Their entwined hands rested on the table. (Birbirine dolanmış elleri masanın üzerindeydi.)
– Cling: Yapışmak, sıkıca tutunmak. Örnek: She clung to his hand as they walked. (Yürürken ona sıkıca tutundu.)

Bu kelimelerin tümü “el ele tutuşmak” anlamına gelen “holding hands” kavramıyla yakından ilişkilidir. Farklı bağlamlarda kullanılarak çeşitli tonlar ve anlamlar ifade edebilirler.

Zıt Anlamlı Kelimeler

“Holding hands” kavramının tam tersi anlamına gelen bazı İngilizce kelimeler de var. Bunlar:

– Let go: Bırakmak, elini çekmek. Örnek: She let go of his hand and walked away. (Elini bırakıp uzaklaştı.)
– Release: Serbest bırakmak, elini çekmek. Örnek: He reluctantly released her hand. (Gönülsüzce elini bıraktı.)
– Disconnect: Bağlantıyı kesmek, el ele olmamak. Örnek: When they argued, they disconnected their hands. (Tartıştıklarında ellerini birbirinden ayırdılar.)
– Separate: Ayırmak, birbirinden uzaklaştırmak. Örnek: The crowd forced them to separate their intertwined hands. (Kalabalık onları ellerini birbirinden ayırmaya zorladı.)

Görüldüğü gibi “holding hands” kavramının zıttı, kişilerin ellerini birbirinden ayırması, bırakması veya koparmalarıdır. Bu kelimeler de “el ele tutuşmak” kavramını anlamak için önemlidir.

Sevgili öğrenciler, “holding hands” kavramı hakkında bilginizi genişlettiğinizi umuyorum. El ele tutuşmanın İngilizcesi, kullanımı, ilgili kelimeler ve zıt anlamlılar hakkında detaylı bilgi edindiniz. Şimdi bu kavramı daha iyi anlayarak günlük İngilizce konuşmalarınızda kullanabilirsiniz. Bol bol pratik yapmanızı tavsiye ederim. Bir sonraki dersimizde görüşmek üzere!