Dokunmak ingilizce, Dokunmanın ingilizcesi nedir, İngilizce dokunmak nasıl denir


Dokunmak: Touch

Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle “dokunmak” kelimesinin İngilizce karşılığı olan “touch” kelimesini inceleyeceğiz. Bu kelime günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız, ancak İngilizcede tam olarak nasıl ifade edildiğini bilmediğimiz bir kavram. Gelin birlikte “touch” kelimesinin anlamını, kullanımını ve örneklerini inceleyelim.

“Touch” kelimesi Türkçe’deki “dokunmak” fiilinin tam karşılığıdır. Bu kelime, bir nesneye, yüzeye veya kişiye fiziksel olarak temas etmek anlamına gelir. Örneğin, bir masaya dokunmak, bir arkadaşınızın koluna dokunmak ya da bir çiçeğe hafifçe dokunmak gibi.

Telaffuzu ise /tʌtʃ/ şeklindedir. “U” sesi “uh” gibi okunur ve “CH” sesi “ç” sesiyle aynıdır.

Kullanımı

“Touch” kelimesi hem fiil hem de isim olarak kullanılabilir. Fiil olarak kullanıldığında “dokunmak” anlamına gelirken, isim olarak kullanıldığında ise “dokunuş” anlamına gelir.

Fiil olarak kullanımına örnek cümleler:
– I touched the hot stove and burned my finger. (Sıcak ocağa dokundum ve parmağımı yaktım.)
– Don’t touch that, it’s fragile. (Ona dokunma, kırılgan.)
– She gently touched his arm to get his attention. (Onun koluna dikkatini çekmek için hafifçe dokundu.)

İsim olarak kullanımına örnek cümleler:
– The gentle touch of her hand was comforting. (Onun elinin hafif dokunuşu teselli vericiydi.)
– The sculpture has an interesting texture and touch. (Heykelin ilginç bir dokusu ve dokunuşu var.)
– I could feel the rough touch of the fabric. (Kumaşın pürüzlü dokunuşunu hissedebiliyordum.)

Dilbilgisi Yapıları

“Touch” kelimesi hem geçişli hem de geçişsiz fiil olarak kullanılabilir.

Geçişli fiil olarak kullanımı:
– I touched the vase carefully. (Vazoyu dikkatlice dokundum.)
– She touched his shoulder to get his attention. (Onun dikkatini çekmek için omzuna dokundu.)

Geçişsiz fiil olarak kullanımı:
– Don’t touch! The paint is still wet. (Dokunma! Boya hala ıslak.)
– Be careful, the surface is hot to the touch. (Dikkatli ol, yüzey dokunmaya sıcak.)

Ayrıca “touch on” yapısı da sıklıkla kullanılır ve “bir konuya değinmek” anlamına gelir.
– The speaker touched on the importance of education in her speech. (Konuşmacı eğitimin önemine değindi.)
– Let’s touch on the budget details in our next meeting. (Bütçe ayrıntılarına bir sonraki toplantıda değinelim.)

Eş Anlamlı Kelimeler

“Touch” kelimesinin eş anlamlıları arasında “feel”, “handle”, “caress”, “stroke” gibi kelimeler sayılabilir.

– Feel: Hissetmek, dokunmak
– Handle: Tutmak, kavramak
– Caress: Okşamak, sevgiyle dokunmak
– Stroke: Okşamak, sıvazlamak

Örnek cümleler:
– I can feel the soft fabric of the sweater. (Kazağın yumuşak dokusunu hissedebiliyorum.)
– Be careful when handling the antique vase. (Antika vazoyu tutarken dikkatli ol.)
– She caressed his cheek with her fingers. (Parmaklarıyla onun yanağını okşadı.)
– The cat enjoyed having its fur stroked. (Kedi kürküne dokunulmasından keyif alıyordu.)

Zıt Anlamlı Kelimeler

“Touch” kelimesinin zıt anlamlıları arasında “avoid”, “shun”, “ignore”, “keep away from” gibi kelimeler sayılabilir.

– Avoid: Kaçınmak, uzak durmak
– Shun: Kaçınmak, reddetmek
– Ignore: Görmezden gelmek, dikkate almamak
– Keep away from: Uzak durmak, yaklaşmamak

Örnek cümleler:
– I avoid touching hot surfaces to prevent burns. (Yanıkları önlemek için sıcak yüzeylere dokunmaktan kaçınırım.)
– She shuns physical contact with strangers. (Yabancılarla fiziksel temas kurmaktan kaçınır.)
– The teacher ignored the student’s raised hand. (Öğretmen öğrencinin kaldırılmış elini görmezden geldi.)
– Keep away from the edge of the cliff, it’s dangerous. (Uçurumun kenarından uzak dur, tehlikeli.)

Sevgili öğrenciler, “touch” kelimesinin anlamı, kullanımı, eş ve zıt anlamlıları hakkında detaylı bilgi sahibi oldunuz. Bu kelimenin günlük hayattaki örneklerini inceleyerek İngilizce öğrenmenize katkı sağladığımızı umuyorum. Sorularınız olursa lütfen çekinmeden sorun, her zaman buradayım.