Ceza ingilizce, Cezanın ingilizcesi nedir, İngilizce ceza nasıl denir


Cezanın İngilizcesi Nedir?

“Ceza” kelimesinin İngilizce karşılığı “punishment” olarak kullanılır. “Punishment” kelimesi, bir kişinin yaptığı yanlış veya istenmeyen bir davranış sonucunda uygulanan bir yaptırım ya da sonuç anlamına gelir. Bu yaptırım, kişinin hatalı davranışını düzeltmesi veya cezalandırılması amacıyla uygulanır.

Örneğin, bir öğrencinin okul kurallarını ihlal etmesi durumunda, öğretmeni tarafından cezalandırılması “punishment” olarak adlandırılır. Ya da bir kişinin kanunu çiğnemesi sonucunda mahkeme tarafından verilen hapis cezası da “punishment” kapsamına girer.

İngilizce Ceza Nasıl Denir?

“Punishment” kelimesinin İngilizcede çeşitli kullanım şekilleri ve bağlamları vardır. Aşağıda bu kelimeye örnek cümleler verilmiştir:

– The student was given detention as a punishment for disrupting the class. (Öğrenci sınıfı rahatsız ettiği için ceza olarak okulda tutuldu.)
– The criminal received a harsh punishment of 10 years in prison. (Suçlu, 10 yıl hapis cezası aldı.)
– Failing the exam will be the punishment for not studying hard enough. (Sınavda başarısız olmak, yeterince çalışmamak için bir ceza olacak.)
– The new law imposes heavy fines as punishment for environmental pollution. (Yeni yasa, çevre kirliliği için ağır cezalar getiriyor.)
– The team was penalized 15 yards as punishment for unsportsmanlike conduct. (Takım, sportmenlik dışı davranışından dolayı 15 yarda ceza aldı.)

Görüldüğü üzere “punishment” kelimesi, kişilerin hatalı davranışlarına uygulanan çeşitli yaptırımları ifade etmek için kullanılır. Bu yaptırımlar, kişilerin davranışlarını düzeltmek veya cezalandırmak amacıyla uygulanır.

Ceza ile İlgili İngilizce Kelimeler

“Punishment” kelimesinin yanı sıra, ceza kavramıyla ilgili olarak İngilizcede aşağıdaki kelimeler de kullanılabilir:

– Penalty: Ceza, yaptırım
Örnek: The team was penalized for their unsportsmanlike behavior. (Takım, sportmenlik dışı davranışları nedeniyle ceza aldı.)

– Sanction: Yaptırım, ceza
Örnek: The government imposed strict economic sanctions on the country. (Hükümet, ülkeye sert ekonomik yaptırımlar uyguladı.)

– Consequence: Sonuç, ceza
Örnek: Failing the exam will have serious consequences for your academic future. (Sınavda başarısız olmak, akademik geleceğin için ciddi sonuçlar doğuracak.)

– Retribution: Ceza, intikam
Örnek: The criminal received a harsh sentence as retribution for his heinous crimes. (Suçlu, korkunç suçları için ağır bir ceza aldı.)

– Reprimand: Azarlama, uyarı
Örnek: The manager gave the employee a stern reprimand for being late to work. (Müdür, işe geç gelen çalışanına sert bir uyarı verdi.)

Görüldüğü gibi, “punishment” kelimesinin yanı sıra, ceza kavramını ifade etmek için İngilizcede birçok farklı kelime kullanılabilir. Bu kelimeler, cezanın türüne, şiddetine veya amacına göre değişiklik gösterebilir.

Ceza ile İlgili İngilizce Örnek Cümleler

Aşağıda, “ceza” kavramıyla ilgili olarak İngilizcede kullanılabilecek örnek cümleler verilmiştir:

1. The court imposed a heavy fine as punishment for the company’s environmental violations. (Mahkeme, şirketin çevre ihlalleri için ağır bir para cezası verdi.)

2. Plagiarism is a serious academic offense that can result in suspension or expulsion as punishment. (İntihal, öğrencinin uzaklaştırılması veya okuldan atılması gibi ağır cezalara neden olabilen ciddi bir akademik suçtur.)

3. The team captain received a red card as punishment for his aggressive foul play during the game. (Takım kaptanı, maç sırasındaki sert faulleri nedeniyle kırmızı kart cezası aldı.)

4. Shoplifting is considered a crime, and the punishment can range from fines to jail time depending on the severity of the offense. (Dükkandan hırsızlık, suç sayılır ve cezası suçun ağırlığına göre para cezasından hapis cezasına kadar değişebilir.)

5. The new policy imposes strict penalties for employees who fail to comply with the company’s safety regulations. (Yeni politika, şirket güvenlik kurallarına uymayan çalışanlara ağır cezalar getiriyor.)

6. As punishment for breaking the school rules, the student was required to complete 20 hours of community service. (Okul kurallarını ihlal ettiği için öğrenci, 20 saat toplum hizmeti yapmak zorunda kaldı.)

7. The corrupt politician received a lengthy prison sentence as punishment for his involvement in the bribery scandal. (Yolsuzluk skandalına karışan siyasetçi, cezalandırılmak için uzun bir hapis cezası aldı.)

8. Failing to pay taxes on time can result in severe financial penalties as punishment. (Vergileri zamanında ödememe, ceza olarak ağır mali yaptırımlara neden olabilir.)

9. The team was penalized 15 yards for unsportsmanlike conduct, which cost them the game. (Takım, sportmenlik dışı davranışından dolayı 15 yarda ceza aldı ve bu da onların maçı kaybetmesine neden oldu.)

10. As a punishment for the crime, the judge sentenced the defendant to 5 years in prison. (Suç karşılığında, hakim sanığa 5 yıl hapis cezası verdi.)

Bu örnekler, “ceza” kavramının İngilizcede nasıl kullanıldığını ve çeşitli bağlamlarda nasıl ifade edildiğini göstermektedir. Öğrenciler, bu tür örnek cümleleri inceleyerek “punishment” kelimesinin kullanımını daha iyi anlayabilirler.

Ceza Kelimesinin İngilizce Eş Anlamlıları ve Zıt Anlamlıları

“Punishment” kelimesinin İngilizcede bazı eş anlamlıları ve zıt anlamlıları bulunmaktadır:

Eş Anlamlılar:
– Penalty
– Sanction
– Consequence
– Retribution
– Reprimand

Zıt Anlamlılar:
– Reward
– Praise
– Commendation
– Acquittal
– Pardon

Örnek cümleler:

Eş Anlamlı Kullanım:
– The judge imposed a heavy penalty on the offender. (Hakim, suçluya ağır bir ceza verdi.)
– The government sanctioned the country for its human rights abuses. (Hükümet, ülkenin insan hakları ihlalleri nedeniyle yaptırım uyguladı.)
– Failing the exam will have serious consequences for your academic future. (Sınavda başarısız olmak, akademik geleceğin için ciddi sonuçlar doğuracak.)

Zıt Anlamlı Kullanım:
– The student was rewarded with a scholarship for his excellent academic performance. (Öğrenci, mükemmel akademik başarısı için bursla ödüllendirildi.)
– The teacher praised the student for her hard work and dedication. (Öğretmen, öğrencisini çok çalışması ve özveri göstermesi için övdü.)
– The suspect was acquitted of all charges due to lack of evidence. (Şüpheli, delil yetersizliği nedeniyle tüm suçlamalardan beraat etti.)

Görüldüğü gibi, “punishment” kelimesinin eş anlamlıları, ceza ve yaptırım kavramlarını ifade ederken, zıt anlamlıları ise ödül, övgü ve affetme gibi kavramları ifade etmektedir. Bu kelimeler, ceza ve ödül arasındaki karşıtlığı vurgulamaktadır.