Buluşma Almanca, Buluşmanın Almancası nedir, Almanca buluşma nasıl denir


Almanca’da “Buluşma” Nasıl Denir?

Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle Almanca’da “buluşma” kelimesinin karşılığını ve kullanımını inceleyeceğiz. Almanca’da “buluşma” anlamına gelen kelime “die Verabredung” dir. Bu kelime, iki ya da daha fazla kişinin önceden belirlenmiş bir zamanda ve yerde bir araya gelmesi anlamına gelir.

“Die Verabredung” kelimesinin telaffuzu şöyledir: [fɛʁaˈʁeːdʊŋ]. Dikkat ederseniz, Almanca kelimelerde sıkça karşılaştığımız “ch” sesi burada da var. Kelimenin sonundaki “ng” eki de Almanca konuşurken üzerinde durulması gereken bir nokta.

Peki, “die Verabredung” kelimesini cümle içinde nasıl kullanabiliriz? Aşağıda size birkaç örnek verelim:

– Wir haben uns für morgen Abend um 19 Uhr in der Innenstadt verabredet. (Yarın akşam saat 19:00’da şehir merkezinde buluşmak için anlaştık.)
– Hast du dich schon mit deinen Freunden für das Wochenende verabredet? (Arkadaşlarınla hafta sonu için zaten buluşma ayarladın mı?)
– Tut mir leid, ich kann unsere Verabredung leider nicht einhalten. (Üzgünüm, maalesef buluşma planımızı gerçekleştiremeyeceğim.)
– Lass uns eine Verabredung für nächste Woche ausmachen. (Gelin önümüzdeki hafta için bir buluşma ayarlayalım.)

Görüldüğü gibi “die Verabredung” kelimesi Almanca’da buluşma, randevu gibi anlamlarda sıklıkla kullanılıyor. Kelimenin çoğul hali ise “die Verabredungen”dir.

Almanca’da “Buluşmak” Nasıl Denir?

Peki, “buluşmak” fiili Almanca’da nasıl ifade edilir? Bunun için “sich verabreden” fiilini kullanırız.

“Sich verabreden” fiili, iki ya da daha fazla kişinin bir araya gelmek için anlaşması anlamına gelir. Aşağıda birkaç örnek cümle görelim:

– Lass uns nächste Woche Mittwoch um 18 Uhr im Café treffen und uns verabreden. (Gelin önümüzdeki hafta Çarşamba günü saat 18:00’de kafede buluşup anlaşalım.)
– Hast du dich schon mit deiner Freundin für das Wochenende verabredet? (Kız arkadaşınla hafta sonu için zaten buluşma ayarladın mı?)
– Entschuldigung, ich kann leider nicht zur Verabredung kommen. (Özür dilerim, maalesef buluşmaya gelemeyeceğim.)
– Lass uns nach der Arbeit noch kurz zum Essen verabreden. (Gelin işten sonra hızlıca yemek yemek için buluşalım.)

Görüldüğü gibi “sich verabreden” fiili, “buluşmak” anlamında sıklıkla kullanılıyor. Fiil, genellikle “mit jmdm.” (biriyle) kalıbıyla birlikte kullanılır.

Almanca’da “Buluşma” ile İlgili Diğer Kelimeler

Almanca’da “buluşma” kavramıyla ilgili birkaç farklı kelime daha var. Bunları da sizlerle paylaşayım:

– der Treff: Buluşma, randevu anlamına gelir. Örnek: Lass uns zum Treff im Park gehen. (Gelin parkta buluşmaya gidelim.)
– das Treffen: Buluşma, görüşme anlamına gelir. Örnek: Wir haben uns zum Treffen im Büro verabredet. (Ofiste bir görüşme için anlaştık.)
– der Rendez-vous: Fransızca kökenli bir kelime olup buluşma, randevu anlamına gelir. Örnek: Ich habe einen Rendez-vous mit meinem Chef. (Patronumla bir randevum var.)

Görüldüğü gibi Almanca’da “buluşma” kavramını ifade etmek için farklı kelimeler kullanılabiliyor. Bunların her birinin küçük anlam farklılıkları var, ama hepsi temel olarak aynı anlamı karşılıyor.

Sevgili öğrenciler, umarım Almanca’da “buluşma” kelimesinin kullanımı ve çeşitli örnekleri hakkında bilgi sahibi oldunuz. Eğer herhangi bir sorunuz varsa, lütfen çekinmeden sorun. Bir sonraki dersimizde görüşmek üzere!