Beklemek İngilizce: To Wait
“Beklemek” kelimesinin İngilizce karşılığı “to wait” dir. “To wait” fiili, bir şeyin gerçekleşmesini veya bir kişinin/şeyin gelmesini sabırla ve istekle ummak anlamına gelir. Günlük hayatta sıklıkla kullanılan bu fiil, çeşitli bağlamlarda karşımıza çıkar.
Örneğin, bir randevuya geç kalan bir arkadaşınız için “I’m waiting for you” diyebilirsiniz. Yani “Seni bekliyorum” anlamına gelir. Ya da bir otobüs durağında oturarak otobüsün gelmesini beklerken “I’m waiting for the bus” diyebilirsiniz.
“To wait” fiili düzenli fiillerden biridir ve aşağıdaki şekilde çekimlenir:
I wait
You wait
He/She/It waits
We wait
You wait
They wait
Geçmiş zaman çekimi ise “waited” şeklindedir:
I waited
You waited
He/She/It waited
We waited
You waited
They waited
“To wait” fiili, sabırla bir şeyi beklemek anlamına geldiği için genellikle zaman bildiren ifadelerle birlikte kullanılır. Örneğin:
– I waited for 2 hours at the bus stop.
– She is waiting patiently for the results.
– They have been waiting in the queue for 30 minutes.
Beklemenin İngilizcesi: Waiting
“Bekleme” anlamına gelen İngilizce kelime ise “waiting”dir. “Waiting” bir isimdir ve “to wait” fiilinin -ing hali ile oluşturulur. Örneğin:
– The waiting time at the doctor’s office is too long.
– I don’t like the waiting part, I just want to get the results.
– There was a long waiting line at the cinema.
“Waiting” kelimesi aynı zamanda sıfat olarak da kullanılabilir:
– I’m in a waiting mood today, I don’t feel like doing anything.
– The patients in the waiting room seemed impatient.
– That’s a waiting list, you’ll have to wait for your turn.
İngilizce Beklemek Nasıl Denir?
İngilizce’de “beklemek” anlamına gelen temel fiil “to wait”tir. Ancak bağlama göre farklı fiiller de kullanılabilir:
– To be waiting (Bekleme halinde olmak)
– To hold on (Beklemek, çalmayı kesmek)
– To stand by (Hazır beklemek)
– To linger (Beklemek, oyalanmak)
– To tarry (Gecikme, bekleme)
Örnek cümleler:
– I’m waiting for the bus. (Otobüs için bekliyorum.)
– Can you hold on for a minute? I need to check something. (Bir dakika bekler misin? Bir şey kontrol etmem gerek.)
– The nurse asked me to stand by until the doctor is ready. (Hemşire, doktor hazır olana kadar hazır beklememi istedi.)
– She lingered in the lobby, hoping to catch a glimpse of the actor. (Oyuncu bir görüntü yakalayabilmek için lobide oyalandı.)
– Don’t tarry, the train is about to leave. (Gecikme, tren hemen hareket edecek.)
Görüldüğü gibi “beklemek” anlamındaki İngilizce fiiller bağlama göre değişiklik gösterebilir. Ancak en temel ve yaygın kullanım “to wait” fiilidir.