Bar İngilizcesi Nedir?
“Bar” kelimesi İngilizce’de sıklıkla kullanılan bir kelimedir. İngilizcede “bar” kelimesi genel olarak bir içki servisi alanı, alkollü içki servisi yapılan yer anlamına gelir. Örneğin bir restoranda ya da eğlence mekanında içki servisi yapılan bölüm “bar” olarak adlandırılır.
İngilizcede “bar” kelimesinin telaffuzu /bɑːr/ şeklindedir. Kelimenin kökeni Latince “barra” kelimesinden gelmektedir ve fiziksel bir engel, bariyer anlamına gelir. Zamanla bu anlam içki servisi yapılan yer anlamına evrilmiştir.
İngilizce’de “Bar” Kelimesinin Kullanımı
İngilizcede “bar” kelimesi çok çeşitli bağlamlarda kullanılabilir. Aşağıda “bar” kelimesinin bazı yaygın kullanım örnekleri ve anlamları yer almaktadır:
– Bar (noun): İçki servisi yapılan yer, içkili eğlence mekanı. Örnek: “Let’s meet at the bar for a drink after work.”
– Bartender (noun): Barda çalışan, içki servisi yapan kişi. Örnek: “The bartender mixed a delicious cocktail for me.”
– Barfly (noun): Sık sık barlara giden, içki düşkünü kişi. Örnek: “She’s quite a barfly – she goes to the bar every night.”
– Bar tab (noun): Barda yapılan harcamaların toplamı. Örnek: “I need to pay my bar tab before leaving.”
– Bar stool (noun): Barda oturulan yüksek sandalye. Örnek: “I sat down on a comfortable bar stool and ordered a beer.”
– Bar mitzvah (noun): Yahudi geleneklerinde 13 yaşındaki erkek çocuğun erginlik törenine verilen ad. Örnek: “My cousin is having his bar mitzvah next month.”
İngilizce Cümlelerde “Bar” Kullanımı
Aşağıda “bar” kelimesinin yer aldığı örnek İngilizce cümleler ve Türkçe karşılıkları yer almaktadır:
1. “The bar was crowded with people enjoying drinks after a long workday.”
(Bar, uzun bir iş gününün ardından içki içmeyi seven insanlarla doluydu.)
2. “She ordered a martini from the bartender at the hotel bar.”
(Otel barındaki barmenden bir martini sipariş etti.)
3. “The barfly sat on his usual stool, nursing his third whiskey of the evening.”
(İçki düşkünü, alışıldık barındaki iskemlesinde oturmuş, akşamın üçüncü viski’sini yudumluyordu.)
4. “I need to settle my bar tab before leaving the club tonight.”
(Kulüpten ayrılmadan önce bar hesabımı ödemem gerekiyor.)
5. “The bride and groom celebrated their marriage with a lavish bar mitzvah reception.”
(Gelin ve damat, evliliklerini görkemli bir bar mitzvah resepsiyonu ile kutladılar.)
Bar ile İlgili Diğer İngilizce Kelimeler
Bar kelimesinin yanı sıra İngilizcede bar ile ilişkili başka kelimeler de bulunmaktadır. Aşağıda bazı örnekler yer almaktadır:
– Barista (noun): Kahve servisi yapan kişi
Örnek cümle: “The barista at the coffee shop made an excellent cappuccino.”
– Barrister (noun): İngiltere’de avukat
Örnek cümle: “She works as a barrister at a prestigious law firm in London.”
– Barricade (noun): Bariyer, engel
Örnek cümle: “The police set up barricades to control the crowd at the protest.”
– Barrier (noun): Engel, bariyer
Örnek cümle: “The high walls acted as a barrier, protecting the castle from invaders.”
Görüldüğü üzere “bar” kelimesi İngilizcede çok çeşitli bağlamlarda kullanılmaktadır. İçki servisi yapılan yer anlamından türeyen pek çok kelime ve deyim bulunmaktadır. Kelimenin kökeni ve tarihsel gelişimi de ilginçtir. Umarım bu bilgiler “bar” kelimesinin İngilizce kullanımı hakkında size yardımcı olmuştur.