Almanca Bağırmak: “Schreien” Nasıl Denir?
Merhaba sevgili arkadaşlar! Bugün sizlere Almanca’da “bağırmak” fiilinin nasıl söylendiği ve kullanıldığı hakkında detaylı bilgiler vereceğim. Almanca konuşma dilinde “bağırmak” anlamına gelen kelime “schreien” dir. Bu kelimenin telaffuzu “şray-en” şeklindedir.
“Schreien” fiili, bir şeyi yüksek sesle söylemek, seslenmek, haykırmak anlamlarına gelir. Günlük hayatta sıkça kullanılan bu kelime, öfke, sevinç, korku gibi duygusal durumları ifade etmek için de kullanılabilir. Örneğin, bir acil durumda “Hilfe! Jemand ruft um Hilfe!” (Yardım! Biri yardım istiyor!) diyerek bağırmak gibi.
Almanca Bağırma Örnekleri
Gelin şimdi “schreien” fiilinin farklı cümle yapılarındaki kullanımına bakalım:
1. Der Junge schreit, weil er sich verletzt hat. (Çocuk, kendini yaraladığı için bağırıyor.)
2. Die Frau schrie vor Schreck, als sie die Spinne sah. (Kadın, örümceği görünce korkudan bağırdı.)
3. Warum schreist du so laut? (Neden bu kadar yüksek sesle bağırıyorsun?)
4. Der Lehrer musste die Klasse anschreien, um Ruhe zu bekommen. (Öğretmen, sınıfta sessizlik sağlamak için onlara bağırmak zorunda kaldı.)
5. Hör auf zu schreien! (Bağırmayı kes!)
Gördüğünüz gibi “schreien” fiili, farklı bağlamlarda ve cümle yapılarında kullanılabiliyor. Öfke, korku, acı gibi duygusal durumları ifade etmenin yanı sıra, dikkat çekmek veya sessizlik sağlamak için de kullanılabiliyor.
Almanca Bağırma ile İlgili Kelimeler
Bağırmayla ilgili Almanca dilinde kullanabileceğiniz başka kelimeler de var. Bunlar:
– der Schrei (bağırış, çığlık)
– das Geschrei (gürültülü bağırma, çığlık)
– anschreien (bağırarak azarlamak)
– aufschreien (ansızın bağırmak)
– losschreien (yüksek sesle bağırmaya başlamak)
Bu kelimelerin Türkçe anlamları sırasıyla; bağırış, çığlık, bağırarak azarlamak, ansızın bağırmak, yüksek sesle bağırmaya başlamak şeklindedir.
Almanca Bağırma Cümleleri
Şimdi de “schreien” fiilinin kullanıldığı bazı Almanca cümle örneklerini inceleyelim:
1. Die Mutter schrie ihren Sohn an, weil er seine Hausaufgaben nicht gemacht hatte. (Anne, oğlunun ödevlerini yapmadığı için ona bağırdı.)
2. Beim Fußballspiel schrien die Fans lautstark ihre Mannschaft an. (Futbol maçında, taraftarlar takımlarına yüksek sesle bağırdılar.)
3. Erschrocken schrie die Frau auf, als die Katze plötzlich über ihren Weg lief. (Korkudan kadın, kedi aniden yolunun üzerinden geçince bağırdı.)
4. Der Verkäufer musste den Kunden anschreien, weil er die Preise nicht akzeptieren wollte. (Satıcı, müşterinin fiyatları kabul etmek istemediği için ona bağırmak zorunda kaldı.)
5. Beim Konzert schrien die Fans begeistert den Sänger an. (Konserde, hayranlar şarkıcıya coşkuyla bağırdılar.)
Görüldüğü üzere “schreien” fiili, çeşitli durumlarda ve duyguları ifade etmek için kullanılabiliyor. Öfke, korku, coşku gibi durumların yanı sıra, dikkat çekmek veya uyarmak için de bu fiil kullanılabiliyor.
Sonuç
Sevgili arkadaşlar, Almanca’da “bağırmak” anlamına gelen “schreien” fiili hakkında detaylı bilgiler verdik. Bu fiilin telaffuzu, anlamı, kullanım alanları ve örnek cümleleri ile birlikte inceledik. Umarım bu içerik, Almanca öğrenme yolculuğunuzda size yardımcı olmuştur. Eğer daha fazla soru veya görüşünüz varsa, lütfen benimle paylaşmaktan çekinmeyin. Hepinize iyi çalışmalar dilerim!