Ayrılık: İngilizce Karşılığı ve Anlamı
Ayrılık, iki kişinin veya nesnenin birbirinden uzaklaşması, bir araya gelmelerinin sona ermesi anlamına gelir. İngilizcede “separation” kelimesi ayrılığın tam karşılığıdır. Separation sözcüğü, iki şeyin birbirinden ayrılması, kopması, uzaklaşması gibi anlamlara gelir.
Ayrılık, duygusal olarak da zor bir süreçtir. İnsanlar sevdiklerinden, ailelerinden, arkadaşlarından ayrılmak zorunda kaldıklarında üzüntü, hüzün, özlem gibi duygular yaşarlar. İngilizcede bu duygusal anlamı karşılamak için “parting”, “leave-taking” veya “farewell” kelimeleri kullanılır.
Parting, iki kişinin birbirinden ayrılması, vedalaşması anlamına gelir. Leave-taking de benzer şekilde, bir yeri, kişiyi terk etme, ayrılma anlamına gelir. Farewell ise daha resmi bir ayrılık ifadesidir, güle güle, hoşçakal anlamına gelir.
Ayrılık İle İlgili İngilizce Cümleler
The separation of the couple after many years of marriage was heartbreaking. (Uzun yıllar evli kalan çiftin ayrılığı yürek burkucuydu.)
It was a difficult parting when I had to leave my family to go abroad for work. (Ailemi yurt dışına iş için bırakmak zorunda kaldığımda zor bir ayrılıktı.)
The students bid a fond farewell to their beloved teacher as the school year came to an end. (Okul yılının bitmesiyle öğrenciler sevgili öğretmenlerine içten bir veda ettiler.)
The leave-taking of the soldiers from their loved ones before deployment was an emotional scene. (Askerlerin sevdiklerinden ayrılması, göreve gitmeden önceki duygusal bir sahne oldu.)
It was a bittersweet moment when the friends had to part ways after their reunion. (Arkadaşların buluşmasının ardından ayrılmaları tatlı-acı bir andı.)
Ayrılık ile İlgili İngilizce Kelimeler
Separation – ayrılık, uzaklaşma
Divide – ayırmak, bölmek
Split – bölmek, parçalamak
Detach – ayırmak, koparmak
Disconnect – bağlantıyı kesmek
Sever – koparmak, ayırmak
Örnek cümleler:
The separation of the two halves of the company was necessary for better management. (Şirketin iki bölümünün ayrılması daha iyi yönetim için gereklidir.)
The new company policy will divide the departments into smaller teams. (Yeni şirket politikası departmanları daha küçük takımlara ayıracak.)
The broken relationship could not be repaired, so they had to split up. (Bozulan ilişki onarılamadığı için ayrılmak zorunda kaldılar.)
The child detached from his mother and started playing on his own. (Çocuk annesinden koptu ve kendi başına oynamaya başladı.)
The bad weather disconnected the town from the outside world for several days. (Kötü hava şartları kasabayı dış dünyadan birkaç gün boyunca ayırdı.)
The college graduate severed ties with her family to start a new life in the city. (Üniversite mezunu yeni bir hayata başlamak için ailesinden koptu.)
Ayrılık ile İlgili Deyimler ve Kalıp İfadeler
Go separate ways – Farklı yollara ayrılmak
Part company – Yolları ayırmak
Break away – Koparak ayrılmak
Cut ties – Bağları koparmak
Say goodbye – Veda etmek
Wave farewell – El sallayarak veda etmek
Örnek cümleler:
After the argument, the friends decided to go their separate ways for a while. (Tartışmanın ardından arkadaşlar bir süre farklı yollara ayrılmaya karar verdiler.)
The business partners had to part company due to irreconcilable differences. (İş ortakları uzlaşmaz farklılıklar nedeniyle yollarını ayırmak zorunda kaldılar.)
She broke away from her family to pursue her dream of becoming an artist in the city. (Şehirde sanatçı olma hayalini gerçekleştirmek için ailesinden koptu.)
He finally cut all ties with his ex-wife after their bitter divorce. (Acı dolu boşanmalarının ardından eski eşiyle tüm bağlarını kopardı.)
The students said their goodbyes to the principal before the summer vacation began. (Yaz tatili başlamadan önce öğrenciler müdüre veda ettiler.)
As the train pulled out of the station, the family waved farewell to the departing passenger. (Tren istasyondan ayrılırken, aile giden yolcuya el salladı.)