Ayna ingilizce, Aynanın ingilizcesi nedir, İngilizce ayna nasıl denir


Ayna – Mirror

Sevgili öğrenciler, bugün sizlerle “ayna” kelimesinin İngilizce karşılığı olan “mirror” kelimesi üzerinde duracağız. Bu kelime, günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız ve önemli bir yere sahip olan bir kelime. Hadi birlikte kelimenin detaylarını inceleyelim.

“Mirror” kelimesinin Türkçe karşılığı “ayna”dır. Bu kelime, İngilizcede “ay” anlamına gelen “moon” kelimesinden türemiştir. Çünkü aynalar, yansıttıkları görüntüyle ay gibi görünürler. Kelimenin telaffuzu ise /ˈmɪr.ər/ şeklindedir.

Peki, “mirror” kelimesi İngilizcede nasıl kullanılır? Gelin örnekler üzerinden inceleyelim:

– I checked my appearance in the mirror before leaving the house. (Evden çıkmadan önce görünümümü aynada kontrol ettim.)
– The mirror in the bathroom is too small, I can’t see my whole face. (Banyodaki ayna çok küçük, yüzümün tamamını göremiyorum.)
– She applied her makeup while looking in the mirror. (Makyajını yaparken aynaya bakıyordu.)
– The mirror fell off the wall and broke into pieces. (Ayna duvardan düştü ve parçalara ayrıldı.)

Görüldüğü gibi “mirror” kelimesi, günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir kelimedir. Aynalar, görünümümüzü kontrol etmemiz, makyaj yapmamız, saçımızı düzeltmemiz gibi pek çok amaçla kullandığımız önemli nesnelerdir.

Eş Anlamlı Kelimeler

“Mirror” kelimesinin İngilizcede bazı eş anlamlı kelimeleri de bulunmaktadır. Bunlar:

– Looking glass
– Reflector
– Speculum

Bu kelimeler de aynalar için kullanılabilen diğer kelimelerdir. Örneğin:

– She checked her makeup in the looking glass. (Makyajını looking glass’ta kontrol etti.)
– The reflector in the bathroom is very clear. (Banyodaki reflektör çok net.)
– The doctor used a speculum to examine the patient. (Doktor hastayı muayene etmek için bir speculum kullandı.)

Zıt Anlamlı Kelimeler

“Mirror” kelimesinin zıt anlamlısı ise “non-reflective” yani “yansıtmayan” kelimesidir. Örneğin:

– The new black paint on the wall is non-reflective, so it doesn’t show my image. (Duvardaki yeni siyah boya yansıtmıyor, bu yüzden görüntümü göstermiyor.)
– She chose a non-reflective finish for the tabletop to avoid glare. (Parlamayı önlemek için masa üstüne yansıtmayan bir kaplama seçti.)

Öğrenciler, “mirror” kelimesinin İngilizcedeki kullanımı, eş anlamlıları ve zıt anlamlısı hakkında bilgi sahibi oldunuz. Şimdi sizlere birkaç daha örnek cümle vererek pekiştirelim:

– The bathroom mirror is fogged up after my shower. (Duştan sonra banyodaki ayna buğulandı.)
– I can see my reflection in the window. (Penceredeki yansımamı görebiliyorum.)
– She uses a hand-held mirror to check the back of her hair. (Saçının arkasını kontrol etmek için elle tutulur bir ayna kullanıyor.)
– The store displays its jewelry in large, ornate mirrors. (Mağaza mücevherlerini süslü büyük aynaların içinde sergiliyor.)
– My bedroom mirror is cracked, I need to replace it. (Yatak odamdaki ayna çatlak, onu değiştirmem gerekiyor.)

Görüldüğü gibi “mirror” kelimesi, günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız ve önemli bir yere sahip olan bir kelimedir. Umarım bu bilgiler sizlere yardımcı olmuştur. Eğer başka sorularınız varsa, lütfen sormaktan çekinmeyin. Hep birlikte daha iyi İngilizce öğrenebiliriz!