Asansör İngilizcesi: Elevator veya Lift
Asansör, İngilizcede “elevator” veya “lift” kelimeleriyle ifade edilir. Elevator, Kuzey Amerika’da daha yaygın kullanılırken, lift terimi Birleşik Krallık ve diğer İngilizce konuşulan ülkelerde daha sık kullanılmaktadır. Her iki kelime de aynı anlamda, yani katlara ulaşmak için kullanılan taşıma aracı için kullanılır.
Elevator kelimesinin telaffuzu /ˈel.ə.veɪ.tər/ şeklindedir. Lift kelimesinin telaffuzu ise /lɪft/ şeklindedir. Her iki kelime de isim olarak kullanılır ve cümle içerisinde şu şekilde örneklenebilir:
– The elevator is out of order, we’ll have to use the stairs. (Asansör bozuk, merdivenleri kullanmak zorundayız.)
– I’ll meet you in the lobby, let’s take the lift up to the 10th floor. (Lobide buluşalım, 10. kata çıkmak için asansörü kullanalım.)
Elevator ve Lift Arasındaki Fark
Elevator ve lift kelimeleri arasında küçük bir anlam farkı bulunmaktadır. Elevator daha çok dikey hareketi, yani yukarı ve aşağı doğru hareketi ifade ederken, lift kelimesi hem dikey hem de yatay hareketi kapsayabilir. Örneğin, bir yük asansörü için “cargo lift” terimi kullanılabilirken, “cargo elevator” pek tercih edilmez.
Ayrıca, lift kelimesi bazen merdiven, yürüyen merdiven veya diğer taşıma araçları için de kullanılabilir. Örneğin, “shopping mall escalator” yerine “shopping mall lift” denilebilir.
Elevator ve Lift Kullanımına Örnekler
Elevator ve lift kelimeleri cümle içerisinde şu şekillerde kullanılabilir:
– The elevator is currently on the 5th floor, it will be here shortly. (Asansör şu anda 5. katta, kısa süre içinde burada olacak.)
– I prefer taking the lift rather than the stairs, it’s much faster. (Merdivenleri değil de asansörü kullanmayı tercih ederim, çok daha hızlı.)
– The shopping mall has a glass elevator so you can see the entire building as you ride up. (Alışveriş merkezinin asansörü camdan yapılmış, böylece yukarı çıkarken tüm binayı görebilirsiniz.)
– Please wait for the next lift, this one is full. (Lütfen bir sonraki asansörü bekleyin, bu doldu.)
– I’m afraid the elevator is out of service at the moment, you’ll have to use the stairs. (Üzgünüm, şu an asansör çalışmıyor, merdivenleri kullanmanız gerekecek.)
– The office building has a very fast elevator that can reach the top floor in just 20 seconds. (Ofis binasının çok hızlı bir asansörü var, en üst kata sadece 20 saniyede çıkabiliyor.)
Elevator ve Lift ile İlgili Diğer Kelimeler
Elevator ve lift kelimeleriyle ilgili bazı diğer İngilizce kelimeler şunlardır:
– Escalator: Yürüyen merdiven
– Escalate: Yükselmek, artmak
– Ascend: Yukarı çıkmak
– Descend: Aşağı inmek
– Button: Buton
– Floor: Kat
– Door: Kapı
– Cabin: Kabin
– Operator: Operatör
Bu kelimeler cümle içerisinde şu şekilde kullanılabilir:
– I took the escalator up to the second floor instead of the elevator. (İkinci kata asansör yerine yürüyen merdiveni kullandım.)
– The number of passengers in the elevator kept escalating, so we had to wait longer. (Asansördeki yolcu sayısı giderek arttı, bu yüzden daha uzun beklemek zorunda kaldık.)
– After ascending to the top floor, we descended back down to the lobby. (En üst kata çıktıktan sonra, lobiye geri indik.)
– Make sure to press the button for your desired floor before the elevator door closes. (Asansör kapısı kapanmadan istediğiniz katın butonuna basmayı unutmayın.)
Umarım “asansör” kelimesinin İngilizce karşılıkları, kullanımları ve örnekleri hakkında detaylı bilgi sahibi oldunuz. Herhangi bir sorunuz olursa lütfen sormaktan çekinmeyin.