Ağlamak ingilizce, Ağlamanın ingilizcesi nedir, İngilizce ağlamak nasıl denir


Ağlamak – Crying

Ağlamak, duygusal bir tepki olarak gözlerden su akıtmak anlamına gelir. İnsanlar genellikle üzüntü, mutluluk, acı veya diğer güçlü duygular hissettiklerinde ağlarlar. İngilizce karşılığı “to cry” veya “to weep” dir.

Ağlamak, gözlerden yaş gelmesi ve bazen hıçkırıklar eşliğinde olabilir. İnsanlar ağladıklarında genellikle yüzlerini elleriyle kapatırlar veya mendil kullanırlar. Ağlamak, insanların duygularını ifade etmelerinin ve rahatlama hissetmelerinin bir yoludur.

İngilizce’de “to cry” ve “to weep” kelimeleri ağlamak anlamında kullanılır. “To sob” ise hıçkırarak ağlamak anlamına gelir. Örneğin:

– She started to cry when she heard the sad news. (Kötü haberi duyunca ağlamaya başladı.)
– The little boy wept bitterly after scraping his knee. (Küçük çocuk diz kapağını yüzünden acıyınca acı acı ağladı.)
– The woman was sobbing uncontrollably at her husband’s funeral. (Kadın kocasının cenazesinde kontrol edemeyecek şekilde hıçkırarak ağlıyordu.)

Ağlamanın İngilizcesi – How to Say “Ağlamak” in English

İngilizce’de “ağlamak” anlamına gelen başlıca kelimeler şunlardır:

– To cry
– To weep
– To shed tears
– To break down
– To bawl

Bu kelimelerin hepsi ağlamak anlamına gelse de aralarında bazı küçük anlam farklılıkları vardır. Örneğin “to cry” daha genel bir ifadeyken, “to weep” daha duygusal ve yoğun bir ağlamayı ifade eder. “To shed tears” ise gözyaşı dökmek anlamına gelir.

Ağlamak ile ilgili İngilizce cümleler:

– I couldn’t help but cry when I heard the news. (Haberi duyunca kendimi tutamayıp ağladım.)
– The poor child was weeping uncontrollably. (Zavallı çocuk kontrol edemeyecek şekilde ağlıyordu.)
– She shed a few tears of joy at her daughter’s wedding. (Kızının düğününde sevinç gözyaşları döktü.)
– The heartbroken widow broke down and cried at the funeral. (Kalbi kırık dul kadın cenazede ağlayarak yıkıldı.)
– The baby started to bawl when you took away his toy. (Oyuncağını elinden aldığınızda bebek bağıra çağıra ağlamaya başladı.)

Ağlamak ile İlgili İngilizce Kelimeler

Ağlamakla ilgili İngilizce kelimeler:

– Tears – Gözyaşları
– Sob – Hıçkırık
– Sniffle – Burun çekme
– Whimper – Hüzünlü ses çıkarma
– Wail – Feryat etme
– Lament – Ağıt yakma
– Mourn – Yas tutma
– Grieve – Acı çekme

Örnek cümleler:

– She had tears streaming down her face. (Yüzünden gözyaşları akıyordu.)
– The child let out a loud sob when he fell off his bike. (Çocuk bisikletinden düşünce yüksek sesle hıçkırdı.)
– He gave a little whimper as the doctor gave him the injection. (Doktor ona aşı yaptığında hafif bir hüzünlü ses çıkardı.)
– The mourners wailed and lamented at the funeral. (Cenaze töreninde yas tutanlar feryat etti ve ağıt yaktı.)

Ağlamanın Zıt Anlamlıları

Ağlamanın zıt anlamlıları:

– To smile – Gülümsemek
– To laugh – Gülmek
– To cheer up – Neşelenmek
– To be happy – Mutlu olmak
– To rejoice – Sevinmek

Örnek cümleler:

– When she heard the good news, she couldn’t help but smile. (İyi haberi duyunca gülümsemekten kendini alamadı.)
– The comedian’s jokes made the audience burst out laughing. (Komedyenin şakaları seyircileri kahkahalarla güldürdü.)
– After a few kind words, the child’s mood quickly cheered up. (Birkaç tane nazik söz üzerine çocuğun neşesi yerine geldi.)
– She was overjoyed when she found out she passed the exam. (Sınavı geçtiğini öğrenince çok sevinmişti.)

Ağlamak, güçlü duygularla bağlantılı olsa da bazen sevinç veya mutluluk gibi olumlu duygularla da ilişkili olabilir. Önemli olan, ağlamanın kişinin içinde bulunduğu duruma uygun ve sağlıklı bir ifade biçimi olmasıdır.